İbrahim Sanalp yazdı; YAŞANTIDA DEĞİŞİM
Köşe yazarımız İbrahim Sanalp makalesinde;
Zamana iki türlü anlam verilir. Dün, bugün, yarın: bir bütün olur. Zaman akan suya benzetilir. Zaman anların birbirine eklenip devam etmesi olur. An en kısa zaman dilimi olur. Anların birbirine eklenmesi bir süreç olur.
Sohbet, bir sanat olur. Olguların, kavramların anlamı: insanın o sıradaki algılamasına göre olur. Sohbet değişir. Bakış açısı değiştiği an gerçekler değişir. Olgu, sebep-sonuç belirtir. Kavram, içinde iki ayrı düşünce barındırır. Her bilgi türü dünyaya bir bakış açısı olur.
Yazar, sanatçı, düşünür: toplumun içindeki bileşen olur. Toplumda karşılıklı iletişim yaşanır. Toplum gidilen yönde belirleyici olur.
Yazar ve okur karşılıklı olarak birbirinin kaynağıdır. İnsanın mücadelesi kültür alanındaki anlama, öğrenme çabasına dayanır. Edebiyat ve sanat eserleri insanı yüceltir.
İnsan metotlu düşünebilen, okuyup yazabilen, konuşabilen bir canlıdır. İnsanın bir başka ayırt edici özelliği gülmek olur. Gülmek eylemi, düşünmenin, hazzın, eleştirinin birleştiği bir bütün olur. Hayat bilgiyle dönüştürülür.
Roman, bireye yaslanan, onun hikâyesini anlatan bir edebi türdür. Romanda kahramanın iç dünyası anlatılır. Romanın kahramanı iç dünyasıyla hesaplaşır.
Düşünürler, sanatçılar kendilerinden önce insanlığın yaratmış olduğu birikimden, bilgiden, sanat eserlerinden beslenerek gelirler. Sonra kendileri de o zincire bir halka olarak eklenirler.
Geleneğe sahip olarak eser verilir. İnsan kendinden önce yaratılmış değerlerden, üretilmiş bilgiden faydalanır. Herkes bir anın içinde yaşar. Önemli olan o anı önceki zamanlarla ve gelecekle anlamlı hale getirmektir.
Edebiyatta biçim önemlidir. Biçim ile bir şey üretilir. Öze bir biçim verilir. Değişim ancak bir geleneğin içinde gerçekleşir. Gelenekle yenilik, bir bütün olur. Dünyanın değişmesi, düşünce tartışmalarıyla birlikte yürür. Şairler, yazarlar toplumda kanaat önderi olurlar. Topluma yol gösterici olurlar.
Alegori, bir düşünceyi, bir davranışı kavratabilmek için simgesel sözlerle, benzetmelerle canlandırma işidir. Romanın bir alegori olduğu belirtilir. Roman, yazılı edebiyat örneği olur. Romanda kurgu vardır. Romanda iyi ve kötü, iki ayrı tipte anlatılır.
İletişim araçları herkese evinde oturduğu halde, kendisini topluluk içinde hissetme duygusu verir. Şehir hayatı, ortak yaşam alanları ile anlam kazanır. Yollar, meydanlar, parklar ortak yaşam alanlarıdır. Toplumda değişim, ortak yaşam alanlarında gerçekleşir.