İnsanlar İşsiz Bırakılıyor! Üniversiteli Genç Günlük Amelelik Yaparak Geçiniyordu Artık O İmkanda Kalmadı!
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, içki satışı yasağıyla ilgili olarak, “Ben hayatımda hiç alkol almadım, tadını bilmiyorum. Ama alkol alan insana karışma hakkım yok. Böyle bir hakkı kendimde bulmuyorum” dedi. 24 Haziran 2018’deki cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili de konuşan Akşener, “İster CHP’nin fark etmez, muhalif seçmenin tümü birinci turda sayın İnce’nin seçimi alabileceğine inandı. O seçimde birinci turda matematik olarak alma imkanı yoktu” ifadelerini kullandı.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Habertürk TV’de Muharrem Sarıkaya, Veyis Ateş ve Serap Belet’in sorularını yanıtladı.
Akşener, konuşmasına, AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “En kötü ihtimalle Türkiye’deyim” açıklamasına karşılık, “En iyi ihtimal Türkiye’mizden herkesi selamlıyorum” sözleriyle başladı.
Türkiye’deki mevcut ekonomik krize değinen Akşener, ülkenin en büyük sorununun geçim sıkıntısı olduğunu kaydetti. “Pandemiden önce de ekonomide problem vardı” diyen Akşener, sözlerini şöyle sürdürdü:
“En çok şikayet edilenler; geçim darlığı, ekonomi, gençler açısından işsizlik, işsizliğe bağlı olarak umutsuzluk. Açlığa kadar giden talepler var. Özellikle okul okuyan çocuklarımızda pandemiden dolayı EBA’dan, uzaktan eğitimden, özellikle ilkokul çocuklarımızda tablet ihtiyacı çok yüksek. Yüksekova’daki gençle, Eskişehir’deki genç aynı dertle dertleniyor. Doğu, batı, büyük, küçük şehir farkı kalmamış. Hakkari merkezde esnaf gezerken gençten bir arkadaşın dükkanına girdik. Beyaz eşya bayisi. ‘Beş kuşak bu işi yapıyoruz, artık iş yapamıyoruz, kapatmak zorundayız. Amelelik mi yapacağım, taş mı taşıyacağım’ demişti. Bunun benzerini İstanbul Beşiktaş’ta da görüyorsunuz.”
‘EKONOMİ UÇACAKTI…’
Akşener, ‘Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni de eleştiriler yönelterek, “Hukuk tam tersine kötüleşti, adalet kötüleşti, demokrasi tam ve kamil olmadı, tam tersine kötüleşti. Kadın cinayetlerinde artma oldu. Ekonomi uçacaktık, aşacaktık, kaçacaktık olmadı. İşsizlik arttı. Herşey daha kötüye gitti. Tek bir kişinin iki dudağının arasına sistemi verince sistem kilitleniyor. Üzerine de pandemi geldi” ifadelerini kullandı.
‘BİRİNCİ TURDA ALMA İMKANI YOKTU’
24 Haziran’daki seçimi değerlendiren Akşener, muhalif seçmenin Muharrem İnce’nin seçimi alacağına inandığını dile getirdi. Akşener şöyle konuştu:
“Milletvekiliği için aday olan arkadaşlarımızın yürüdüğü yol başka, Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusundaki yürüyüş başka bir şeydi. Kendini muhalif diye tanımlayan ister Saadet, ister Demokrat, ister bizim, ister CHP’nin fark etmez, muhalif seçmenin tümü birinci turda sayın İnce’nin seçimi alabileceğine inandı. O seçimde birinci turda matematik olarak alma imkanı yoktu. Çünkü biz tartılmamıştık, ne alacağımız belli değildi. Bizim orada yapacağımız şey ikinci tura kalmaktı. Meral Akşener ikinci tura kalırsa Kürtler oy vermez oldu. Bunu da bir kenara koyduk. Seçim gecesi bitti. Ben 7.3 aldım. Benim aldığım oy oranı Ekmeleddin İhsanoğlu beyefendinin aldığı oy kadardı. Sonuçta acayip bir hayal kırıklığı oldu. Ben 15 falan alsaydım, aynı çekiçler benim kafama inecekmiş. Oradaki seçmenin davranışını çalıştım.”
‘KÜRTLERE HAKARET EDİLİYOR BU ÜLKEDE’
“İYİ Parti ve Meral Akşener HDP üzerinden hep test edilir oldu diyen Akşener, “HDP ile Meral Akşener’i, İYİ Parti’yi terbiye, test edeyim derken, Kürtlere hakaret ediliyor bu ülkede. Ben Güneydoğu’yu gerçekten bilen Batı’da doğmuş politikacılardan birisiyim. Ben evlerde kalırdım. Çoğunuzun tanıdığı isimlerin evinde kalırdım. O evlerde nasıl karşılarlar sizi biliyor musunuz? Kocasız, yalnız gitmişseniz, evin en büyüğü, yaşlı kadın, yere yatak serilir, orada yaşlı kadın yatar, odanın kapısının dışında sandalyede bir genç sizi korumak için bekler. Şimdi sürekli bir hakaret dili oluştu. Ben buna karşıyım. Buradan Türkiye’ye hayır çıkmazı anlatmaya çalıştım” diye konuştu.
Akşener, sözlerine şöyle devam etti:
“Kürtlerin tamamına siz eğer PKK’lı derseniz yanmışız biz. 31 Mart’a giderken Yeni şafak Gazetesi CHP ve bizden 29 kişiyi nüfus cüzdanıyla yayınladı. Bizim Abdullah Uçar’ımız var bizim. Muş’lu. Abdullah Bey benim kardeşim. Onu aday yaptık. Sayın Kılıçdaroğlu ile Bursa’da mitinge çıkıyoruz. Abdullah’ı çağırdım. ‘Abla ben Kürdüm ama PKK’lı değilim’ diyeceğim dedi. Her Kürde ‘Kürdüm amma PKK’lıyım diye yapıştırıyorsak’ vah bu ülkeye! Hiçbir seçmen dini, mezhepsel, etnik olarak hiçbir partinin marabası değildir. Sayın Erdoğan da, sayın Kılıçdaroğlu da, ben de onlara yalvarıp oyunu almak durumundayım.”
‘ÖNCELİĞİMİZ BU SİSTEMİ DEĞİŞTİRMEK’
Programda Cumhurbaşkanı adaylığı sorusunu da yanıtlayan Akşener, şu ifadeleri kullandı:
“24 Haziran’da Meral Akşener Cumhurbaşkanı adayı olmuş olduğu için şimdi herkes dönüyor ‘sen aday mısın’ diye soruyor. Yarın ben Cumhurbaşkanı olabileyim diye bırakın kelimeyi, harf çıkarmadım ağzımdan. Ben kendimle ilgili vazgeçmeyeceğim hiçbir şey yok, bana dair. Türkiye’nin bugün içinde bulunduğu şartların en büyük sorumluluğu tek adam meselesidir. Cumhurbaşkanlığı diye getirilip partili Cumhurbaşkanlığına çevrilen ucube sistemdir. Önceliğimiz bu sistemi değiştirmek olmalıdır. Bu sistemin değişmesinin önüne geçecek hiçbir tavrım olmayacak, bu kadar net söylüyorum. Şimdi DEVA kuruldu, Gelecek kuruldu. Demokrat Parti var Saadet Partisi var. Millet İttifakı nasıl genişleyecek, şimdi bir şey söylemiş olmam o partilere ayıp olur.”
‘ALKOLÜN TADINI BİLMEM AMA ALKOL ALANA KARIŞAMAM’
Alkollü içki yasağına da değinen Akşener, şunları dile getirdi:
“Gündemimizin bu olmaması gerekiyordu diyorum ben. Bütün bunların karşılığında stopaj ne oldu konuşmadık. İmkanı olmayan ailelere 500 lira verin dedik. Esnafa 1 sene faizsiz ve ödemesiz verin dedik. Aşıyı konuşamıyoruz. Şimdi mutant çıktı. Ben ideolojik olduğuna inanmıyorum. Bu tamamen ‘canbaza bak’ hikayesi. Rauf Tamer’i hatırlayalım. Ben hayatımda hiç alkol almadım, tadını bilmiyorum. Ama alkol alan insana karışma hakkım yok. Böyle bir hakkı kendimde bulmuyorum. Niçin kendi inancım üzerinden fikir beyanında bulunmak zorunda bırakılıyorum. Meral’den bahsetmiyorum, benim gibi insanlardan bahsediyorum.”