İsrail’in Filistin’e Katliamları Durdurulmalıdır!
Tüm Öğretmenler Birliği Bursa İl Sendikası (TÖBSEN) İsrail saldırılarını protesto etmek için 15 Temmuz Demokrasi Meydanı’nda toplandı. Yapılan açıklamada, “Filistinlilerin mülklerini gasbetmeye, yerlerine yerleşmeye devam eden İsrail karşısında haklı ve meşru bir savunma yapan bir halka dünyanın gözü önünde adeta bir soykırım uygulanıyor” ifadelerine yer verildi.
TÖBSEN adına açıklama yapan Bursa Şube Başkanı Serkan Bebek;
“İsrail siyonizmine ve gericiliğe karşı Filistin halkının yanındayız”
İşgalci İsrail’in Filistin halkına yönelik saldırıları ve katliamları devam ediyor. Saldırıda binlerce
insan hayatını kaybetti. Emperyalistler ve Siyonist İsrail işbirlikçileri Hamas’ın saldırılarını gerekçe
göstererek Filistin halkını dünyadan tecrid edip İsrail’in saldırılarına meşruiyet kazandırmaya çalışıyor.
Elbette ki Hamas’ın sivillere yönelik saldırılarını kabul etmiyoruz. Filistin halkının intifadan gelen
direnişi ve mücadelesi haklı bir mücadeledir ve aynı zamanda meşrudur. Ayrıca Filistin halkının mücadele
birikimini temsil eden güç Hamas değildir. Hamas’ın sivillere yönelik saldırısı da onaylanamaz.
Filistinlilerin mülklerini gasbetmeye, yerlerine yerleşmeye devam eden İsrail karşısında haklı ve meşru bir
savunma yapan bir halka dünyanın gözü önünde adeta bir soykırım uygulanıyor.. Filistin topraklarının parça
parça işgal edilmesi, Filistin halkının yerlerinden yurtlarından edilmesi kabul edilemez.
2 milyondan fazla insanın yaşadığı Gazze’yi yıllardan beri abluka altında tutan İsrail son saldırılarla birlikte
yiyecek ve ilaç dahil tüm yardımların girişini yasakladı, elektrik, su ve yakıt ambargosu uygulamaya devam
ediyordu. Bu yetmezmiş gibi İsrail savaş uçakları, dün Gazze Şeridi’nde bulunan Baptist Hastanesi’ni (Al
Ahli Arab Hastanesi) vurdu. Saldırıda yüzlerce can kaybı var. Filistin Sağlık Bakanlığı Sözcüsünün yaptığı
açıklamada, İsrail tarafından Baptist Hastanesi’ne düzenlenen hava saldırısında en az 500 kişinin hayatını kaybettiğini duyurdu.Bu aynı zamanda bir savaş suçudur.. İnsanlığını yitirmiş siyonist anlayışın bir
hastaneyi vuracak kadar pervasız olmasını cesaretlendiren Emperyalizmin iki yüzlülüğüdür..Filistin
halkının yaşadığı zulüm yeni değildir.Genç, yaşlı, kadın, çocuk Filistinliler sapanla, taşla İsrail siyonizminin
katliamına karşı hep direndiler.
“EMPERYALİZM ORTADOĞU HALKLARINA KAN VE GÖZYAŞI DIŞINDA BİR ŞEY GETİREMEZ.
İsrail’in arkasına Emperyalistleri alarak Filistin halkına yönelik on yıllarca yaptıkları sistematik yok etme
politikalarına karşı Filistin halkının haklı ve meşru mücadelesini terörize eden Emperyalizm, Hamas
saldırılarında şiddet karşıtı mesajlar gönderen ve İsrail ile dayanışma açıklamaları yaparken. Gazze’ye
bomba yağdıran, ölüm kusan, hastane bombalayan İsrail’e bir sözleri olmamıştır. Bu durum şiddeti bir tarafa
reva görmek diğer tarafa söz söylememe iki yüzlülüğünün net göstergesidir. Bölgede yıllardır yaşanan
Siyonist İsrail şiddetini görmeyen Emperyalistler taraflarının İsrail’den yana olduğunu göstermiştir.
Filistin halkı yıllardır zorla yerlerinden edildi. İsrail tarafından ağır şiddete uğradı, hava, saldırıları dahil en
ağır katliamlara maruz kaldı. Toprakları İsrail ordusu ve İsrailli yerleşimciler tarafından işgal edilen
Filistinlilerin yıllardır maruz kaldığı sistematik baskı, zulüm ve katliam on yıllardır devam ediyor. Direnen
Filistinliler terörist ilan edildi. Filistin davası Filistin halkının haklarının teslim edilmesi, uluslararası alanda
bağımsız Filistin Devletinin kabul edilmedi ve eşit yurttaşlık temelinde bir kabul ile sonuçlanması
durumunda barış ile bitmiş olacaktır.
İsrail’le, NATO’yla kurulan her ilişki Filistin halkına ilişkin suçlara ortaklıktır!
İşte size burjuva demokrasisinden haber başlıkları
Hastaneler Hamas üssüymüş, ekmek fırınında Gazzelilere silah dağıtılıyormuş, Filistinliler çocukları
öldürüyormuş. Emperyalizm hakkında temel bir bilginin altını çizelim; yalandan beslenmeyen tek sözleri
yoktur, halklara katliam anlamına gelmeyecek tek bir tartışmaları yoktur.
Yalanlarla başlattıkları Irak işgalinde milyonlarca insanın tecavüzcüsü değillermiş gibi, Vietnam’da
insanları diri diri yakmamışlar gibi, Ezidi kadınları köle pazarlarında satanları palazlandırmamışlar gibi,
hastaneyi vuran MK-84’leri geçen hafta kargo uçağıyla İsrail’e taşımamışlar gibi, dünyanın her bir
köşesini savaş alanına çevirmemişler gibi şimdi bu efendilere inanmamızı istiyorlar.
“Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre 7 Ekim’den bu yana dünkü saldırıya kadar 41 sağlık
kuruluşuna ilişkin ‘doğrulanmış İsrail bombardımanı’ gerçekleşti” diyor bir muhabir.
Biz şimdi not ediyoruz; “ama”yla başlayan tüm ikircikli tutumlar Filistin Direnişi’nin katliamla
bastırılmasını savunanların yoluna çıkacaktır. Halkların yolu ortaktır, NATO-ABD-İsrail bölgemizden silinmelidir.
Gerçek açıktır; emperyalizm-siyonizm düşman, halklar kardeştir!
Biz şimdi not ediyoruz; “ama”yla başlayan tüm ikircikli tutumlar Filistin Direnişi’nin katliamla
bastırılmasını savunanların yoluna çıkacaktır. Halkların yolu ortaktır, NATO-ABD-İsrail bölgemizden silinmelidir.
Başta ABD emperyalizmi olmak üzere, İsrail’i destekleyen tüm emperyalist devletler, Ortadoğu’daki işbirlikçileri yaşanan
bu katliamdan sorumlu oldukları unutulmamalı. Her İsrail saldırısı sonrasında uluslararası alanda yapılan
açıklamalar caydırıcı olmuyor. Filistin halkının yanında olduğunu iddia eden devletlerin yaptıkları tek şey
yumuşak biçimde saldırıları kınamak oluyor. Çünkü hepsi de gırtlaklarına kadar başta ABD olmak üzere
emperyalist devletlere bağımlılar. Bu bağımlılık ilişkisinden dolayı yapmış oldukları açıklamalar iki yüzlü
açıklamalardır. Türkiye’de ise iktidar sözlü olarak İsrail’i kınarken askeri ve ticari konulara hiç girmiyor.
İsrail Filistin halkının üzerine bombaları yağdırırken, ağır silahları kullanırken, toprakları işgal ederken
Türkiye ile askeri ve ticari alandaki faaliyetleri ise sürüyor . TC bir NATO üyesi ülkedir, İsrail’i tanıyan ilk
bölge ülkesidir, İsrailli pilotlar Konya’da eğitilmektedir, İsrail’in savaş bütçesine katkı olarak ticari ilişkiler devam etmektedir.
Filistin Direnişi’nden, Filistin halkının özgürlük mücadelesinden yana olan herkesin şimdi bu siyonizmin
işbirlikçilerinden de hesap sormasının zamanıdır. Hamasetin sonu gelmelidir, Filistin halkıyla
dayanışma için İsrail’le askeri, ticari, diplomatik, akademik tüm ilişkiler kesilmelidir!
AKP iktidarının yaptığı gibi İsrail siyonizminin soykırım’a varacak kadar saldırıları karşısında tarafsızlık ya
da ‘arabuluculuk’ tutumu alınamaz. Ayrıca bölge halkları kendilerine dayatılan gericiliği ve emperyalistler
tarafından çizilen bu kadere mahkum değildir. AKP iktidar’ı Filistin halkının ulusal, siyasal eşitlik
mücadelesi ve devlet olma hakkı talebini net biçimde desteklenmeli ve Filistinlilerin hak eşitliğini
tanımayan hiçbir ‘çözüm’ kabul edilmemelidir. İsrail’in işgali ve savaş son bulmalı, Filistin halkının
talepleri kabul edilmelidir. Iktidar’ın daha somut adımları atması yönünde çağrıda bulunuyoruz
ABD emperyalizmi Filistin de dahil bölgede sol, sosyalist devrimci örgütlere karşı İslamcı yapıların
geliştirilmesini, güçlendirilmesini esas aldı. El Feth’e ve Filistin Halk Kurtuluş Cephesi’ne (FHKC) karşı
İslamcı örgütlerin gelişmesinin önünü açtı. Bu tür örgütlenmeleri besledi. Çünkü laik ve devrimci –
demokrat örgütlenmeler, Filistin halkının meşruiyetini ve direnişinin meşrutiyetini uluslararası kamuoyuna
taşıma kapasitesi yüksek olan hareketlerdi. Hamas türü çizgilerin gelişmesinde İsrail devletinin muradı,
meseleyi bir tür Yahudi – Müslüman çatışmasına sokmaktı. O yüzden Hamas’tan beslendi, Hamas’ı besledi.
Çünkü bu meseleyi bir Yahudi – Müslüman çatışmasına, dinler savaşına, inançlar savaşına taşınması aslın
İsrail siyonist devletinin işine gelen de bir politikaydı.İsrail terörünü bahane edip ülkemizde alana inen bir
kesim gruplar ise şeriat çağrıları ile laiklik karşıtı sloganlar atması Filistin’e sahip çıkan İslamcılar
meseleyi bir inanç meselesi, “İnancımızın gereği olarak Filistin’i sahipleniyoruz” duygusuyla
veriyorlar ve hilafet sloganları atılıyor. Irak işgal edildiğinde o işgale de karşı çıktık,
Saddam’cı değildik. Afganistan işgal edildiğinde Afganistan’a da karşı çıktık, Talibancı değildik
Filistin halkının tarihsel direnişini sahipleniyoruz. Hamas’ı sahiplenmiyoruz. O çizginin ayırt
edilmesi gerekiyor . Biz Filistin’in demokratik, özgür, laik geleceğini savunuyoruz. Fakat oradaki
şiddetin bu noktaya gelmesinin esas sorumlusunun da İsrail siyonist devleti olduğunu
vurgulamaktan aslında vazgeçmiyoruz.
İktidarın; İsrail ile yapılan tüm anlaşmalar iptal edilmeli ve Filistin halkına daha somut destek
verilmelidir. İsrail’in işgal ettiği bütün topraklardan çekilip iki devletli adil bir çözümün sağlanması için
uluslararası baskı uygulanmalıdır. Başta Türkiye olmak üzere, tüm Ortadoğu ülkelerine sesleniyoruz. İsrail ile
ilişkileri sonlandırmalı, İsrail uluslararası alan da mutlaka tecrit edilmeli, yalnızlaştırılmalıdır. İsrail işgal
ettiği tüm Filistin topraklarından çekilmeli, saldırılarına ve katliamlarına son vermelidir.
TÖBSEN olarak Mazlum Filistin halkının yanındayız ve acılarını paylaşıyoruz.”