İtibarımız Yerle Bir Oldu!

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ve Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, Cemal Kaşıkçı davasının Suudi Arabistan’a devredilmesiyle ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan’a tepki gösterdi.

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Demokrat Parti Genel Merkezi’ni ziyaret ederek Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal ile görüştü. İki lider görüşmeleri sonrası ortak basın toplantısı düzenledi.

6 LİDERİN TOPLANTISINDA BU KEZ EV SAHİBİ DEMOKRAT PARTİ 

Gültekin Uysal, “Kongremiz sonrasında tebriklerini iletmek üzere bugün genel merkezimizde Saadet Partisi heyetini misafir ediyoruz” diyerek ilk sözü Karamollaoğlu’na bıraktı.

Karamollaoğlu, “Bu ziyaretimiz gecikmiş bir ziyaret. Kongreden sonra ‘hayırlı olsun’ demek için gelmek istemiştik. Ama şartlar el vermedi ve bugün gerçekleştirebildik. 6 partinin bir araya gelerek aylık yaptığı toplantılarda da ev sahibi kendisi (Gültekin Uysal) olacak” diye konuştu.

“ORTAK PAYDALARI KADEME KADEME OLGUNLAŞTIRIYORUZ”

Gültekin Uysal, konuşmasında şunları söyledi:

* Ülkenin derinden bir nefes alabilmesi adına, belki de Türk demokrasisinin en zor sınavı olarak tarif edeceğimiz bir genel seçim önümüzde. 2018 yılında Millet İttifakı olarak ve bugün parlamenter demokrasi merkezinde keyfi bir rejimin, işleyen bir hukuk düzeninin, işleyen bir demokratik düzenle taçlanması adına bu ortak paydaları kademe kademe olgunlaştırıyoruz.

* O açıdan kutuplaşmış, mahallelere hapsolmuş iç siyaset denkleminin daha da pozitif bir zemine ilerlemesi, ülkenin gerçek gündemi üzerinden dar gelirli vatandaşlarımızın, yoksul kesimlerimizin, işçilerimizin, memurlarımızın, esnaflarımızın maruz kaldığı bugünkü hayat pahalılığı da dahil olmak üzere bu hususlarda karşılıklı olarak heyetler arasında değerlendirme imkanı bulduk.

* Biz pek çok krizi aşarak gelmiş, zaman zaman darbeler, ara dönemler bunları yaşayarak gelmiş bir hafızaya sahibiz. Türk demokrasisi kavgasız, dövüşsüz bu sürecin içerisinden çıkacaktır.

* Önümüzdeki 3-5 yıllık periyot içerisinde doğru bir yapılanmayı, demokrasi, hukuk, ekonomi, eğitim sahasından başlayarak, Türkiye yapamadığı takdirde daha büyük savuruluşlar, daha büyük meydan okumalarla karşı karşıya kalır. Endişemiz var. Özellikle Rusya‘nın Ukryana’yı işgali, küresel denklem açısından yeni bir hüküm üreteceğini bugünden öngörebiliyoruz.

ERDOĞAN’A YANIT VERDİ: HURAFE, SAFSATA, MENKIBE ANLATIRCASINA ARGÜMANLAR

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan‘ın ekonomi açıklamalarına yanıt veren Uysal, “Avrupa’nın da bizden daha kötü olduğu enflasyon sıralamasına baktığımızda, bırakınız bizden önce bir Avrupalı ülke olmasını, Avrupalı devletlerinin toplamının neredeyse Türkiye’nin enflasyon oranına eriştiği ortada. Birtakım hurafe, safsata ve menkıbe anlatırcasına argümanlar üreterek, mızrağın çuvala sığmadığı bu halden, bu hayat pahalılığından müsebbibi olanlar, sorumluluklarını atamazlar” dedi.

“KABUL EDEMEYİZ”

Cemal Kaşıkçı davasının Suudi Arabistan’a devredilmesiyle ilgili Erdoğan’ın açıklamalarına yanıt veren Uysal, “Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır, İsrail meselesesinde gördüğümüz gibi Suudi Arabistan ile ilgili de gazeteci Kaşıkçı’nın bir konsoloslukta katli apaçık ortadayken, 3-5 milyar dolarlık swap anlaşmaları, başka girdiler sağlayacağız diyerek iktidarınızı sürdürmek için Türkiye’de adaleti yoklukla mahlul hale getiren bir siyasi anlayış var. Adalet Bakanının tavsiyesi ve fiili hukuk işleyişini göz önüne aldığımızda siyasi iktidarın bir tercihidr. O açıdan bunu da hiçbir şekilde kabul edemeyiz” ifadelerini kullandı.

Kaşıkçı’nın davasının Suudi Arabistan’a devredilmesiyle ilgili Karamollaoğlu ise şunları söyledi:

* Bunu kabullenmek doğru değil. Siz Türkiye’de işlenmiş bir cinayetle ilgili davayı bir noktaya kadar getireceksiniz, arkasından da siyasi neticelerini dikkate alarak o davayı başka bir ülkeye havale edeceksiniz. Bu bir defa devlet ciddiyetiyle bağdaşmaz.

* Aynı zamanda da Sayın Erdoğan’ın hakikaten ne kadar çabuk zig zag yapabileceğini de gösteriyor. Bu da bizim yönümüzden dikkatle incelenmesi gereken bir konu. Bizim itibarımızı sarsan bir konu. Kendi içimizde bile bir tutarlılık sağlayamazsak dışardan bakıldığında Türkiye’nin itibarı bu zig zaglar ile artmaz. Maalesef zarar görür.