Haberde Bursa

KORUYUCU AİLE FARKINDALIK KONSERİ

02.07.2022

“Devletimizin Çocuk Esirgeme Kurumları’nda çocuklarımızın barınma, beslenme, eğitim gereksinimlerini en iyi şekilde yerine getirdiğine inanıyorum. Onların tek eksikleri var; sevgi” diye konuşmasına başlıyor Sunucu Hayati Yıldırım Tayyare Kültür Merkezi salonunda. Uludağ Sanat Derneği Müzeyyen Senar Türk Sanat Müziği Korosu son hazırlıklarını yapıyor…

Belediye otobüsüyle konsere gelirken bir duraktan babasının kucağında iki yaşlarında sevimli bir kız çocuğu bindi otobüse. “Merhaba” dedi şoföre. “Kartı ben basacağım. Ben büyüdüm baba” demiş olmalı ki, o bastı otobüs kartını. Yan tarafımda boş olan koltuğa oturdular. Saçları yanlardan üç numaraya vurulmuş, tepesinde bırakılan saçları toka ile tutturulmuş sevimli kız, karşıda oturan yetmiş yaşlarında adama da “merhaba” dedi. Yaşlı adam, adını, nereden geldiğini sordu ona. Çocukça yanıtlar verdi. “Babaannenden geliyorsunuz demek. Anneannen seni sevmiyormuş” dedi yaşlı adam. Çocuğun tüm neşesi dağıldı. Birden gözleri doldu. “Sefiyo” dedi. Babası başını okşadı, öptü; “amca şaka yapıyor kuzum. Anneannen de seni çok seviyor” dedi ama o cümle öten bülbülü susturmuştu. Ben de ondan bir “merhaba” bekliyordum. O cümleden sonra alamadım tabii.

Çocuk Esirgeme Kurumu’nda kalan çocukların “üzülme kuzumanneannen de seni çok seviyor” diyecek, başını okşayacak bir babası-annesi yok maalesef.

Koruyucu aile farkındalık konserindeyim. “Farkında mıyım?”diye kendime sordum; Çıtalı Uçurtma kitabımda köyde annesiz babasız kalan bir çocuğu evlatlık edinen, onu okutup doktor yapan Köy Enstitüsü mezunu bir öğretmenin öyküsünü yazdım. Geçmiş Zaman İzinde adlı romanım da 1900’lü yıllarda yetimhanede büyüyen Mahmut’un yaşamını anlattım. Demek ki farkındayım.

İlk, Koruyucu Aile Derneği Başkanı Burçin Hanım çıktı sahneye. Konuşmasında başladı. Araya giren sunucu: “Biliyorum, siz de iki buçuk aydır koruyucu aile oldunuz. Duygu ve düşüncelerinizi anlatır mısınız?” diye sordu. Burçin Hanım duygularını anlatırken duygulandı, gözleri doldu. “Kahve içerken birden koruyucu aile olmaya karar verdim. Bir erkek çocuğunu uzun süreçler sonun korumamıza aldık. O da biz de çok mutluyuz. Buraya gelirken benden ayrılmak istemedi. Teyzesine bıraktım da geldim.” derken bir süre sessiz kaldı. Bu sessizliğe tüm salon aynı duygularla eşlik etti.

Hayati Bey: “Ülkemiz genelinde 14 000 çocuğumuz devletin koruması altında. Bunlarda 8000’i koruyucu aile yanındadır. Konserimiz bu sayının daha da artırılmasını amaçlamaktadır. Lütfen tüm çevrenizdeki insanları bu konuda duyarlı olmaya davet ediniz. Şimdi de Bursa Aile ve Sosyal Hizmetler il müdürümüz Sayın Muammer Doğan’ı mikrofona davet ediyorum.”  dedi ve asıl mesleğinin sınıf öğretmenliği olduğunu öğrendiğim il müdürü, kurumu hakkında bilgiler verdi. Koruyucu ailelere gereksinim olduğunu, Bursa ili genelinde koruyucu aile sayısının 249 olduğunu söyledi. “Bu sayının artırılması için elimizden geleni yapıyoruz , yapacağız” dedi.

Çocuğu olmayan aileler, tek çocuklu aileler tanıdım. Kardeşi olmayan, bir kardeşle büyüyemeyen çocuklarına bir kardeş alabilirler. Çocuğu olmayan, tek çocuklu ailelerin çoğunluğunun ekonomik durumlarının iyidir. Neden bir çocuğa koruyucu aile olmazlar?…

Koro şefi yerini alırken; “lütfen konser bitiminde telefonlarınızı açmayı unutmayınız.” uyarısı yapan Hayati Bey: “ Huzurlarınızda koro şefimiz Hilmi Bozdemir.” Koro şefi nazikçe seyircileri selamlayıp koroyu harekete geçirmeye hazırlanırken: “Hilmi Bey’in de bir koruyucu aile olduğunu biliyor muydunuz? Lütfen çocuğunuzla ilgili duygu ve düşüncelerinizi bizimle paylaşır mısınız?” diye sözlerine devam etti sunucumuz.  Hilmi Bey koroya olan yoğunlaşmasını geçici bir süre erteleyip, “koruyucu aile olmayı anlatmak zor. Çok seviyorum yavrumuzu. Türkiye’de Koruyucu aile farkındalığı konserini ilk biz gerçekleştiriyoruz. Koromuz her zaman sosyal konularda konserler verir. Bundan sonra da devam edeceğiz.” dedi.

Konser başladı. Yazılarımın etkisinden herhalde ki, ilk solist;  dostum, nazik insan Metin Ataygül çıktı sahneye. Güzel şarkısını söyledi. Ardından solistler birbirinden güzel şarkılarını icra ettiler. Salonun ışıkları da kapatılınca evde canlı konser izlermiş gibi olduk. Tüm sanatçılara, saz ekibine müzik ziyafeti için teşekkür ediyorum.

Ara verildiğinde, dostlarım Selahattin Seymen, Mahmut Yıldırım, Metin Ataygül, Sunucu Hayati Yıldırım ve Yakup Aslan ile merhabalaşma fırsatı yakaladım. Bu insanlar nerede bir faaliyet var hiç birini kaçırmaz ya korist, ya solist ya da şiir okuyarak yer alırlar.Bursa’nın güzel insanları…

Dışarıda şair Gülten Kara Işık ile karşılaştım. Koruyucu aile konusunda bilgi verdi;“koruyucu ailelere devlet maaş bağlıyor. Tüm eğitim, beslenme, kurs, servis masraflarını devlet karşılıyor.Kadınlar boş işlerle uğraşacağına bir çocuğumuza sahip çıksalar güzel olmaz mı?” derkenuygun olan her ailenin koruyucu aile olması gerektiğini söyledi.

Bir çocuk doğar ülke kurar, bir çocuk doğar ülke batırır. Tarih bunun örnekleriyle doludur. Ülke bizim, çocuklar bizim. Kendi çocuğumu en iyi şekilde yetiştiriyorum diye içiniz rahat olabilir. Diğer çocuklar iyi yetişmezse sizin çocuğunuz da rahat olamaz.  Unutmayın.Hepsinin iyi yetişmesi için elimizden geleni yapmalıyız.

Bir ailede büyümek her çocuğun hakkıdır. Hadi Bursa, koruyucu aile olmaya…

ahmet.kocak16@hotmail.com

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

>