Muhteşem bir kalkış yaşanacak
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında gündemdeki gelişmeleri değerlendirdi. Bahçeli, anayasa çalışması tartışmaları hakkında “Türklüğü anayasadan çıkaracak bir kokuşmuş anasının karnından doğmamıştır” dedi.
MHP lideri Bahçeli, TBMM‘de partisinin grup toplantısında konuştu. Bahçeli, KKTC ziyareti, Doğu Akdeniz‘deki gelişmeler, Azerbaycan’ın Karabağ zaferi ve Türkiye’nin Azerbaycan’a asker gönderme tezkeresi ile anayasa çalışmaları tartışması hakkında önemli açıklamalar yaptı.
Bahçeli, anayasa tartışmalarıyla ilgili olarak, “Türklüğü anayasadan çıkaracak bir kokuşmuş anasının karnından doğmamıştır. Hodri meydan! Her kim istiyorsa bedenimize toprağa gömmelidir. Susanları korkak sanmasınlar, sabredenleri çantada keklik görmesinler. Kim hain mücadele içinde olacaksa önce bizi çiğnemeli” dedi.
Bahçeli’nin açıklamaları:
15 Kasım’da Kıbrıs Türklüğü tarihi bir günü heyecanla yaşamıştır. Devlet ve siyaset heyetine iştirak ederek KKTC’yi ziyaret ettik. Ziyaretimizin mana ve mesajı anlamlı ve güçlüdür. Devlet kurulasıya kadar mücahitlerin kahramanlıkları Beşparmak’ta çınlamış, adanın her tarafı şehit kanlarıyla sulanmıştır. Boş yere nefes tüketmedik. Kıbrıs Türk’tür, Türk yurdudur. Kıbrıs’ın Türk kalması tarihin namus konusudur.
YUNANİSTAN VE AB’YE KIBRIS TEPKİSİ
Kıbrıs bizim için milli bir meselesidir. Hiçbir şartta ihmali olmaz. Kıbrıs 307 yıl hakimiyetimiz altında huzur, barış ve güvenlik içinde yaşamıştır. Nice parlak eserimiz Kıbrıs’ı baştan ayağa kuşatmış bugünlere ulaşmıştır. KKTC’nin güvenliği, Türkiye’nin güvenliği demektir. Adımız birdir, amacımız birdir, acımız birdir, arzumuz birdir, anımız birdir. Türk milleti olarak varız, buna da inançla devam edeceğiz. Kıbrıs Türklüğü yok sayılamaz, varlık hakları yokuşa sürülemez. Demokrasinin ilkelerini, turnusol kağıdı gibi Kıbrıs tarihinin üzerine koyarsak kimin antidemokratik, faşist olduğunu herkes görecektir. Biz vatan toprağını ziyaret etmek için provokasyon çığlığı atan Yunanistan’dan mı izin alacaktık. Ne zamandan beri BMGK, Türk milletinin iradesinin üstüne çıkmıştır. Adada yaşayan halklar bellidir.
“İKİ KESİMLİ EGEMEN DEVLET ZARURİYETTİR”
Türkiye olmadan Doğu Akdeniz’de atılacak her adım barış arayışlarını yok edecektir. Meselenin özü de bu kadar basittir. Kıbrıs’ı Helen adasına dönüştürmek isteyenlerin provokatif açıklamaları hepimizin malumudur. Anlaşılan odur ki, enosis kampanyası hız kesmeden, ana gayesi değişmeden devam etmektedir. Kıbrıs Cumhuriyeti 1960 yılında kurulmuştu. Anayasa, Kıbrıslu Türk ve Rum toplumunun eşit siyasi hak ve statüsünü esas almıştı. Kıbrıs Rum tarafı, izin vermemiştir. Huzura tahammülsüzdür. Rumlar 21 Aralık 1963’ten itibaren saldırı ve suikastlarını artırmışlardır. Kanlı Noel Katliamı ise bu sürecin sonucudur. Kıbrıs Cumhuriyeti, Kıbrıslu Rumların şiddete dayalı güç kullanımından sonra ortadan kalkmıştır. Barış Harekatı, Türkiye’nin muktedir eli olarak tarihe geçmiştir. 52 yıllık müzakere sürecinden hiçbir şey çıkmamıştır. Annan Planı bile sonuç vermemiştir. Bizim için tehlikeli tavizlere sahne olan Crans-Montana görüşmelerinde orta yol bulunamamıştır. Çözüm sokaklarda dolaşmaya başlayan, sözde sivil itaatsizlik eylemleri için zemin yoklayan, Rum sevdalısı Akıncı gibi, vatandan toprak vererek olamayacaktır. İki kesimli egemen devlet zaruriyettir. Beklentimiz Kıbrıs Türklüğünün uluslararası camiada tanınmasıdır. Ambargo ve kısıtlamaların kaldırılması bir diğer beklentimizdir. Doğu Akdeniz’in kaptan köşkü Kıbrıs, hidrokarbon zenginlikleri ve paylaşım sorunları ile tüm dikkatleri üzerine çekmiştir. Türkiye, Doğu Akdeniz’deki haklarından ödün vermeyecektir. Hiç kimse fiili durum yaratmaya çalışmamalıdır. Adada iki devletin varlığı tartışmasızdır. Artık federalizm dayatmaları boştur.
Türkiye bir hukuk devletidir. Hukukun karşısında herkes bir ve eşittir. Tarihimizin tertemiz sayfalarına bakınız, adaletle hüküm görürsünüz. Geçmişimizin hiçbir döneminde tıpkı bugünkü gibi zulüm yoktur. Günümüzde hukuk, demokrasi, mülkiyet hakkı, insan haklarına saygı her devletin azami ölçülerden temin etmesi gereken evrensel kazanımlardır. Devlet duyguyla değil, akılla yönetilir. Bugün Türkiye’nin ayak bağlarından kurtulması her devlet ve siyaset insanının ortak sorumluluğudur. Cumhur İttifakı bu ortak dilek için mücadele etmektedir. Büyüyen bir Türkiye, kafaları küçücük olanları mahçup edecektir.. Kavga etmek yerine kucaklaşmanın sıcaklığını tercih etmeliyiz. Başka Türkiye yoktur.
“REFORMLARLA MUHTEŞEM BİR KALKIŞIN YAŞANACAĞINI DÜŞÜNÜYORUM”
Ekonomide açılacak yeni ufuklarla, demokrasi ve hukuk alanlarında sağlam hamlelerle muhteşem bir kalkışın yaşanacağını düşünüyorum. Bu irade, istek bizde vardır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, Türkiye’nin aradığı tarihi bir yönetim ile devrededir. Reformlar, Türkiye’nin hızına hız katacaktır.
AZERBAYCAN TEZKERESİ
Azerbaycan tezkeresine desteğimiz tamdır. İşgal altındaki yerleri 44 günde kurtaran dost Azerbaycan’ın sonuna kadar arkasında olacağımızı söylemek isterim. 10 Kasım tarihli ateşkesin tarihini bazı odakların tartışma gayretleri harekatın muazzam stratejik boyutlarını örtmeye yetmeyecektir. Azerbaycan Cumhuriyeti, askeri mücadeleyi politik bir enstrüman olarak kullanmada başarı göstermiş, ordusunun taktik üstünlüğü sayesinde uluslararası prestij kazanmıştır. 28 yıldır donmuş bir ihtilaf olan Dağlık Karabağ’ın zincirlerinden önemli ölçüde kurtulmuş olması tarihe geçmiştir.
ANAYASA ÇALIŞMASI TARTIŞMASI
CHP Genel Başkanı, konuğu olduğu ABD merkezli enstitüde Türkiye’ye verip veriştirmiştir. Hatta, ABD ve AB liderlerine yönelik, Türkiye’de demokrasi hareketlerini destekleyin çağrısında bulunmuştur. İBB Başkanı da işbirlikçiliğinin figüranlığını sergilemiştir. 9-10 Kasım’da Uluslararası Siyasi Danışmanlar Derneği’nin 52. Dünya Konferansı’ndan kırık dökük yabancı dili ile açılış konuşması yapmıştır. CHP’liler belediye işlerinden başka her şeyle meşguldür. CHP Küçükçekmece Belediyesi’nin terör örgütü sembolünü parkta kullanması vahim bir olaydır. Mutlaka sorulmalı, burunlarından fitil fitil getirilmelidir. Aziz Atatürk’ün kurduğu CHP bu hallere nasıl düştü? Bu ayıplı Kılıçdaroğlu nereye koşuyor? Gündemde CHP, HDP, İYİ Parti ve Saadet Partisi’nin bir anayasa hazırlığı konuşulmaktadır. İp yönetimi iddiayı reddetmiştir, Kılıçdaroğlu da reddetmiştir. Kılıçdaroğlu hayreti bıraksın, haysiyetle itiraf etsin. Peki, 13 Ocak 2018 ile 7 Mayıs 2018’de hazırlanmış çerçeve metni için kurulan masaya kimler oturdu? İhanet metnini kimler hazırladı? Federal yönetim hedefini, ana dilde eğitim niyetini kim izah edecek? 2 Haziran 2018’de bir gazetede çıkan açıklamasında, ‘Millet İttifakı olarak çalışma yaptık, aşağı yukarı bir mutabakat metni şu an elimizde’ dedi mi demedi mi? Bu yalan makinesi öyle çalışmıştır ki ne fren tutmuş ne durdurak bilmiştir.
Zilletin dört temsilcisinin kurulduğu anayasa hazırlık masasını PKK kurmuş, yazım işinin yapılabilmesi için ihtiyaç olan kalem siparişi de FETÖ’ye verilmiştir.
Türklüğü anayasadan çıkaracak bir kokuşmuş anasının karnından doğmamıştır. Hodri meydan! Her kim istiyorsa bedenimize toprağa gömmelidir. Susanları korkak sanmasınlar, sabredenleri çantada keklik görmesinler. Kim hain mücadele içinde olacaksa önce bizi çiğnemeli.