OHAL Komisyonu derhal lağvedilmelidir
KESK Bursa Şubeler Platformu, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından 7145 sayılı kanun ile 375 sayılı KHK’nın ek 35. Maddesi ile OHAL uygulaması olan kamudan ihraçların sürekli hale getirilmesine karşı basın açıklaması yaptı.
KESK Bursa Şubeler Platformu adına açıklama yapan KESK Dönem Sözcüsü Nuriye Aydemir, “15 Temmuz Darbe girişimi üzerinden 4 yıl geçmesine rağmen hala başta toplantı, gösteri, yürüyüş ve toplu eylem hakkı, düşünce ve ifade özgürlüğü başta olmak üzere temel hak ve özgürlüklerin kullanımı neredeyse imkânsız hale getirilmiştir. Geldiğimiz aşamada çokça ifade edildiği üzere ülkemiz anayasal devlet değil anayasası olan devlet durumuna düşürülmüştür.” dedi.
OHAL Komisyonu yargının da üzerine çıkarılmıştır
12 Eylül döneminde 1402 sayılı Sıkıyönetim Kanunu kapsamında yaklaşık beş bin kişi kamu görevinden çıkarılırken 15 Temmuz darbe girşiminin ardından bunun tam 26 katı, yaklaşık 130.000 kamu emekçisinin ihraç edildiğini vurgulayan Aydemir, “Bilindiği üzere, ‘kişiye özgü çıkarılan’ KHK’ler eliyle Resmi Gazete’de isimlerinin yayınlanmasıyla on binlerce kamu emekçisi ihraç edilmiştir. Bu şekilde hukuk düzeninin en temel ilkelerinden biri, ‘yasama organının tasarruflarının idare tarafından değiştirilemeyeceği’ ilkesi pervasızca ihlal edilmiştir. Kamu emekçilerinin hukuka uygun olarak kazanılmış sosyal ve ekonomik hakları, masumiyet karinesi, lekelenmeme hakkı, savunma hakkı da ihlal edilerek idari tasarrufla hukuka aykırı olarak ellerinden alınmıştır. OHAL İnceleme Komisyonuna bazı kanun hükümlerini geçersiz kılma yetkisi verilerek hukuksuzluk devam ettirilmiştir. Bir idari organa yargı yetkisi verilmiş, kişilerin savunması dahi alınmayarak bu yönüyle yargının da üzerine çıkarılmıştır.” ifadelerini kullandı.
Oyalama, işkenceye ve cezalandırmaya dönüştürülmüştür
Aradan 4 yıl geçmiş olmasına rağmen 16.050 dosyanın karara bağlanmamış olduğunu söyleyen Aydemir, “Karara bağladığı dosyaların %88,5’ini ise ret etmiştir. Başvurusu ret edilenlerin itiraz ettiği İdare Mahkemeleri de Komisyonun hızıyla karar almakta olup yıllara yayma görevini devam ettirmektedirler. Oyalama diğer faşizan, hukuk dışı politikalarla da birleşerek işkenceye, cezalandırmaya dönüştürülmüştür. Dört bir yandan kuşatmaya dönüştürülen bu cezalandırma politikası nedeniyle insanlar yaşamlarını yitirmiş, ağır hastalıklara yakalanmış, tedavi olanağı dahi bulamamışlardır. Yurtdışında tedavi görenler pasaport yasağı nedeniyle gidememiş, hastalıkları ilerlemiş, yaşamlarının geriye kalan kısmını yatağa bağımlı halde geçirenler olmuştur.”şeklinde konuştu.
“Hukuka ve uluslararası sözleşmelere aykırı, etkin olmayan, denetlenemeyen, kendisini anayasa ve yasalar üstü gören, hükümetin bir organı gibi çalışan ve idari bir mekanizma olan OHAL Komisyonu derhal lağvedilmelidir” çağrısında bulunan Aydemir Haklarında memuriyeti engelleyen herhangi bir kesinleşmiş yargı kararı bulunmayan, hukuken suç olmayan gerekçelerle ihraç edilen tüm kamu görevlileri bütün haklarıyla birlikte derhal görevlerine iade edilmedir. Hukuksuz ihraçlardan dolayı mağdur olan tüm kamu emekçilerinin maddi, manevi hak kayıpları karşılanmalıdır.”