PROF.DR. TÜRKKAN EVRENSEL İLE BAŞ BAŞA..!!
Bursa’mızın ve ülkemizin değerlerinden , alanındaki çalışmalarıyla güzel başarılara imza atmış olan Prof. Dr. Türkkan Evrensel ile başta okuyucularımızdan gelen sorular olmak üzere bir çok konuyu ele aldığımız merak edilenlere cevap bulduğumuz detaylı bir röportaj gerçekleştirdik.
**** Türkkan Hocam öncelikle bizleri, ekibimizi uzun yıllar sonra tekrardan konuk edip ağırlamış olmanızdan dolayı teşekkür etmek istiyorum, biz sizi yakından tanıyoruz ama kısaca okuyucularımız için Prof Dr Türkkan Evrensel kimdir sizi tanıyalım, sonrasında da gelen sorulara geçelim isterseniz.
—-1987 yılında İstanbul Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden mezun oldum. Daha sonra iç hastalıkları ve Onkoloji uzmanlık eğitimimi Uludağ Üniversitesi’nde yaptım. Yaklaşık 2 yıl süreyle Amerika Birleşik Devletleri’nde Pittsburgh Üniversitesi’nde meme kanseri üzerine eğitim gördüm. O tarihten bu zamana Uludağ Üniversitesi’nde Tıbbi Onkoloji Bölümünde öğretim üyesi olarak devam ediyorum.Hem öğrenci eğitimi, hem asistan eğitimi, hem yan dal uzmanlık eğitimi, hem de araştırma, sempozyum, seminer gibi çalışmalarımızla profesyonel hayatımız devam etmekte.Daha çok akciğer ve meme kanseri üzerine yoğunlaşmış bulunmaktayım.
**** Profesör Doktor Türkkan Evrensel ismi ülke sınırlarını aşmış durumda. Peki hocam kanser tedavileri anlamında ülkemizin dünyadaki yeri nasıl?
TÜRKİYE DÜNYA’DA SÖZ SAHİBİ OLDU..!!
— Ülkemiz iyi bir durumda.Hem tıbbi cihaz, veri ,ekipman açısından,hem de ilaca ulaşım açısından, hem de nitelikli hekim açısından ülkemiz iyi bir yerde.Tabii üretim konusunda biraz eksikliklerimiz var Ar-ge konusunda yeni ilaç geliştirme konusunda ilaçları üretme konusunda biraz eksikliklerimiz var onun da zamanla düzeleceğini düşünüyorum. Çünkü bilgi birikimi mevcut. Bu anlamda dünya genelinde en iyi merkezlerde çalışan uzmanlarımız var. Onlar da zaman zaman Türkiye’de özel sektörün devlet ile birlikte işbirliği anlamında yatırım yaptıklarını biliyoruz. Özellikle biyoteknolojik ilaçlar konusunda bir takım çalışmalar var. Bunun yanı sıra sizlerde fark ediyorsunuzdur, duyuyorsunuzdur sağlık turizmi diye bir sektör oluştu.İnsanlar bizim çevremizdeki ülkelere gitmiyorlar,Türkiye’ye geliyorlar. Tabii burada nitelikli hekim, nitelikli cihaz, nitelikli hastane kapsamından dolayı oluyor. Yoksa insanlar nereye güvenirse Sağlık konusunda oraya gidiyorlar. Uzakdoğu’dan tutun Avrupa’ya Amerika’ya kadar insanlar Sağlık konusunda Türkiye’yi tercih ediyorlar. Tabii daha iyisi olur mu? Olur, bu anlamda da gayret etmemiz gerekiyor.
*** Türkkan Hocam tabii sizin tıbbi çalışmalarınızın yanı sıra STK çalışmaları anlamında da gerçekten öncü bir pozisyondasınız, sizin her zaman haberlerinizi duyuyoruz, işitiyoruz. Peki bu anlamda STK çalışmalarınızdaki gelişmeler ne düzeyde.
BU UNUTULMAMALI..!!KANSER ÖNLENEBİLİR BİR HASTALIK..!!
—- Sonuçta kanserle uğraşıyoruz, kanser önlenebilir bir hastalık.Bunun önlenebilmesi için de insanların farkındalığı gerekiyor.Siz ne kadar tedavi kısmında olsanız da kanser farkında olursanız önlenebilecek bir hastalık. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre %30 kanseri önlemek mümkün.O yüzden halk bilincinin farkındalığını artırmaya çalışıyoruz.Sadece biz değil bakanlık, üniversiteler, diğer sivil toplum kuruluşları.Bu anlamda çok büyük bir aşama kaydettiğimizi görüyoruz insanlar eskisi gibi ilk defa duyuyor modunda olmuyorlar. Duymuş farkında olmuş ve yatma konusunda biraz tereddütleri oluyor engelleri aşmak için neler yapabiliriz onu konuşuyoruz. Bu çabaların zaman içerisinde bir yere ulaşmış olduğunu görmek güzel bir şey.İsteriz ki biz hastalıkların tedaviye ihtiyaç kalmadan önlenebilsin. Tedaviye ihtiyaç varsa da en basit bir tedavi İle önlenebilir halde yakalansın.
MAALESEF BUNLARLA DA UĞRAŞMAK ZORUNDA KALIYORUZ..!!
Bu çabalar önemli ama bu anlamda maalesef hekim sıfatlı insanların engel olmaya çalıştıklarını da görüyoruz ne yazık ki. Meme kanserinin en önemli erken tanı yöntemi taramadır , buna karşı bile bazı hekim görüşlerinin olduğunu görüyoruz.Bunlarla da mücadele etmeye çalışıyorsunuz.Tabii insanların da kafası karışıyor o da hekim diyor “o gerek yok diyor” diyo. Siz ama bunu yapmanız erken tanı için önemli diyorsunuz. Bu anlamda insanlarımız ikilem yaşıyor. Bununla da mücadele etmek zorunda kalıyoruz. Kamuya doğruyu söylememek bir insanlık suçu aslında. Kamuya söylenecek bilimsel verilerin mutlaka bir süzgeçten geçmesi gerektiğini düşünüyorum. Her insan hatta her hekimin aklına geleni kamuya söylememesi gerekiyor.
**** Hocam tabii size konuk olacağımızı paylaşınca okuyucularımızdan yüzlerce soru geldi. Bunlardan bir kaçı da Fitoterapi ile ilgili.Fitoterapi nedir bu konu ile ilgili bize bilgi verir misiniz.?
BİTKİDİR MASUMDUR DİYEMEYİZ..!!
— Bitkisel tedavi diye bir şey yoktur aslında.Tedavi tektir bilimseldir.Bitkisel tedavi kısmı beslenmeye girer.Aktardan ya da doğadan alıp topladığınız bitkilerle tedavi olamazsınız,ancak gıda kapsamında vücudunuza almanız gereken bazı maddeleri alabilirsiniz, dengeli beslenme anlamında da söyleyebilirim. Eğer bir bitkiyi işleyip de bir hastalık için iyi gelir haline getirme gibi bir amacınız varsa bu zaten ilaç yapmaya giriyor. Bunun adı eczacılık.İlacın da bir prosedürü var insanın üzerinde denemek kanunen yasaktır.Sağlığa zararı olduğu için yasaktır. Bir ilacın araştırma halinden insana verilebilir halini gelmesi katı kurallara bağlı bazı süreçler gerektirir. Bu da insan sağlığını korumak için çok önemlidir. Onun için rastgele bitkileri karıştırıp da insana verdiğiniz zaman kişi bundan zehirlenebilir ve hatta hayatını kaybedebilir.
HEKİMİNE MUTLAKA DANIŞMASI GEREK..!!
Kullandığı başka tıbbi tedavileri ile etkileşip o ilacın etkisini bozabilir .O yüzden bitkiseldir deyip iyi gelir gibi bunu sunmak yanlıştır. Fitoterapi aslında eczacılığın içerisinde bir bilim dalıdır. Bitkilerden ilaç oluşturma anlamına gelir. Bunu yapacaksa yine eczacının, bilim adamlarının yapması gerekiyor. Bizim görüşümüz bir beslenme gibi destekleyici bir unsur olduğudur. Ama bitkiseldir zararsızdır düşüncesi yanlıştır. Çünkü Greyfurt’ta bir bitkidir ama bütün ilaçlarla neredeyse etkileşecek bir potansiyeli vardır. O yüzden bitkidir masumdur diye düşünmemek lazım.İlaç tedavisindeki her hastanın bitkisel bir ürün alırken hekimine danışması gerekir yoksa etkileşirse kişi bundan zarar görebilir.
**** Büyükşehirlerde kırsal kesime oranla daha fazla kanser oranlarının olduğu ile ilgili sorular gelmiş. Bu doğru mu hocam?
—- Tabii kentlerin kansere yol açacak bazı zararlı maddeleri ve alışkanlıkları ihtiva ettikleri söylenebilir. Mesela hava kirliliği kentlerde daha fazla ,stres unsuru kentlerde daha fazla ,çeşitli kimyasal kirlilikler petrol ürünleri olabilir, egzoz gazı gibi şeyler olabilir havaya, suya toprağa karışan kimyasallar olabilir.Aslında kentlerle kırsal kesim arasında küçük farklar var Türkiye’deki istatistiklere baktığımızda bunu görürsünüz.Bazı kırsal bölgelerde ise tam tersi bazı kanser oranları oralarda daha fazla.Mesela Türkiye’de belirli bölgelerde asbest denen madde vardır,Asbestle kirlenmiş ya da toprakta asbest olan köylüler bu toprağı kullandıklarında sıva ya da ev yapımı gibi amaçlarla kullandıklarından oralarda Akciğer zarı kanserinin daha fazla görüldüğü gözleniyor.Kırsal kesimde doğal olmayan maddelerden uzaklaşma anlamında doğrudur ama kırsal kesimde yaşıyorsanız ve sigara içiyorsanız hiçbir anlamı yok. 80’e yakın kanser içeren maddeyi içinize çekmiş oluyorsunuz.
****Bir genç Tıp öğrencisi göndermiş, son zamanlarda hekimlere yapılan kaba davranışlarla ilgili düşüncelerinizi sormuş biraz da geleceği anlamında da meraklanmış sanırım hocam.
ANLAŞILIR BİR DURUM DEĞİL GERÇEKTENDE..!!
—-Meslek eğitiminde de belki kararsız kalmış olabilir çünkü Türkiye dışında gelişmiş başka bir ülkede hekime saldırı ya da hekim hasta arasında böyle güvene dayanmayan bir ilişki yok. Başka bir memlekette İranlı öğrencilerimiz var ,Afrika’dan gelen öğrencilerimiz var böyle bir şeyi anlamakta zorluk çekiyorlar. Bizde bu yaşananlar gerçekten garip bir durum Anlamak mümkün değil. Mesela İranlı Öğrenci anlayamadı kafasında canlandıramadı, bizde olsaydı bunu yapan çok ağır bir şekilde bedel öder ve bir daha böyle bir şeye kalkışamaz demişti.Bence bizim Türkiye Cumhuriyeti Devleti gibi bir yapının yüzyıllara dayalı olan geçmişi olan bir yapının, kendi çalışanını koruyamayacağı düşüncesini kabul edemiyorum. Devletimiz çalışanını yüz binlerce lira ödeyerek yetiştirdiği bir elemanını,insanını koruyamaması mümkün değil. Bununla ilgili birtakım gelişmelerin olacağını ve kısa zamanda çözeleceğine inanıyoruz, inanmak istiyoruz.İnanılır gibi değil gerçektende bu yüzyılda bunların yaşanması gerçekten tuhaf bir durum.
*** Diğer bir soru hocam hayatınızda eğitim süreçlerinde ya da sonrasında rol model anlamında aldığınız hocalarınız var mı diye gelmiş?
ÇOK DEĞERLİ HOCALARIMIZ VARDI..!!
—- Tıp öğrencilerinden gelmiş galiba soruların bazıları.Hocalık kavramı çok önemli, hayatı şekillendiren örnek aldığımız hocalarımız elbette oldu. Ben Cerrahpaşa’daki bütün hocalarımı saygı ve sevgiyle anıyorum. Ben de onkolog olma düşüncesini doğuran hocam,Profesör Doktor Evin Büyükünal’dır.O zamanları Onkoloji daha yeni kurulan bir bilim dalıydı.Kanser hastaları tedavi konusunda zorluk çekiyorlardı, Türkiye’de çok az Onkoloji hekimi vardı. Çok sorunlar olduğunu görüyorduk. Fakat bunları çözecek Hekim bulmakta güçlük çekiyorlardı. Mesela “ağrı bilimi” dalı var şimdi o zamanlar öyle bir şey yoktu. Onkolog sayısı çok azdı. Hematoloji uzmanları daha çok Kanserle ilgileniyordu ve kanser teşhisi konulan hastalar biraz ortada kalıyordu. Kime gideceğini ne yapacağını çok bilemiyorlardı. Bu izlediklerim beni Onkoloji doktoru olmaya yönlendirdi. Tabii o dönemde yine Bülent Berkarda Hocamız vardı ve tabii yine adını hatırlayamadığım birçok hocamız vardı. İlkokuldan başlayarak lise hayatımızda da yine çağdaşlığı insanlığı , yardımseverliği öğreten bütün hocalarıma teşekkür etmek istiyorum.
***Hastalıklarla ilgili birçok soru geldiği gibi yine sağlıklı bir hayat için neler önerirsiniz diye de yine hocam sorular gelmiş?
BU 4 TEMEL UNSUR ÇOK ÖNEMLİ..!!
— Aslında çok da zor değil ama kolay olması belki de insanların yapmamasına sebep oluyor.Yürüyüş yapın diyoruz mesela yapmıyorlar niye yapmıyorsunuz diye sorduğumuzda vakit yok diyorlar. Ben de hep şu örneği veririm eski Amerikan başkanı Obama biliyorsunuz Nato zirvesinde, oraya buraya gittiğinde bile spor yapardı.Ondan daha mı fazla işiniz var diye de sormadan edemiyordum. Bunlar küçük bahaneler hayatımıza küçük dokunuşlarla Sağlık konusunda çok önemli adımlar atabiliriz. Bunlardan birisi egzersiz son derece basit ücret gerektirmiyor,, herhangi bir zorluğu yok. Herhangi bir ekipman gerektirmiyor. Ama yapmıyorlar, yapmaktan imtina ediyorlar, çeşitli bahanelere sığınıyorlar, yapabileceğimiz 4 temel şey var. Birincisi yaşantımıza hareketi katacağız, ideal kiloda olmaya çalışacağız. Hareketi kattığımız zaman zaten ideal kiloda olma anlamında da bir adım atmış olacağız. Çünkü hareketsizlik ve aşırı kilo kanser yapıcı bir tetik çekiyor. İşte bu metabolik sendromlarını kan şekerinin yükselmesi ,İnsülin direnci ile birlikte giden bir süreç oluşturuyor. Bu vesileyle şunu da söyleyebilirim direkt şekerli yemek insanı kansere yatkın hale ya da kanseri kötüleştirmiyor.Kilolu olmak kanseri kötüleştiriyor gereksiz şeker yemekte kilo artışına sebep olmuş oluyor kan şekerinizin yükselmesine sebep olmuş oluyor bunlar da tabii sizi indirekt olarak hastalığa doğru götürüyor.
UYKU DÜZENİ ÇOK ÖNEMLİ..!!
Üçüncüsü doğru beslenme dengeli beslenme siz biliyorsunuz mesela yöresel tatlarımız var Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde daha çok et ve hamur üzerindedir yemek. Batıda biraz daha sebze Ege’de sebze ve zeytinyağı işin içine girer bunları mutlaka dengelemek gerekiyor. İnsanın hepsine ihtiyacı var.Et, hamur, protei,n sebze, meyve. Bunlar dengeli bir şekilde Akdeniz Mutfağı olarak bunu özetleyebiliriz.Akdeniz usulü beslenme aslında kanserden uzak durmak anlamında önemli. Zeytinyağının kullanılması hayvansal yağın ve şekerin azaltılması bu açıdan önemli.Yoksa tabii bu anlamda çok fazla detay var.Biliyorsunuz burada herkes çıkıp bir şey söylüyor. Onların çok fazla bir önemi yok dördüncüsü de zararlı alışkanlıklar alkol ve sigara gibi aşırı tuzlu yemek var. Bunlar sağlığımızı bozmak için önemli etkenler. Bir de tabii uyku düzeni uyku çok önemli. Stresi azaltan bir faktör vücudun dinlenmesi ve onarılması için çok önemli. Uykudan da şimdi özellikle bu görsel medya araçları telefonlar vesaire sabahlara kadar bir takım programlar seyrediyorlar.Gece uykusu 12 ile 6 arasındaki uyku çok önemli. Buna dikkat etmemiz lazım.Bahsettiklerimiz gerçekten son derece basit herkesin yapabileceği şeyler, sağlığımızı korumamız için bunlara dikkat etmemiz gerekiyor.Diğerleri içinde zaten taramalar var. Bazı hastalıkların ise taraması da yok, onlarda da belirti olması gerekiyor, belirtiyi hissettiğimizde hemen doktora gidilmesi gerekiyor.
**** Hocam meraklı bir hanımefendi hocamızın bir iş günü nasıl geçiyor nasıl neler yapıyor diye sormuş?
MESLEĞİN ZORLUKLARI DA VAR ELBETTE..!!
—- Sabah erken 8-8.30 gibi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde mesaiye başlıyoruz ,tedavisi olan hastaların ,tedavi formları dolduruluyor, sonrasında bölümün idari işlerini biraz zaman ayırmak gerekiyor öğrencilerimiz geliyor onlarla temel tıp konularını konuşuyoruz. Sonrasında serviste yatan hastalarımızın görülmesi ve tedavilerinin düzenlenmesi konuları var.Yandal yapan tıbbi Onkoloji uzmanları seminer ya da eğitim çalışmaları olabiliyor öğlenleri de genellikle seminer ya da toplantı şeklinde oluyor. Onun dışında sivil toplum örgütleri ile görüşmeler ve mesai bitiminde muayenehanede hasta görme durumu oluyor. Sonra tabii eve geç gitmiş oluyoruz bu da tabii mesleğimizin zorluğu meşakkatli kısmı, bu çok önemli hafta sonları dinlenerek ya da evimizde çocuklarımızla, eşimizle ,dostumuzla vakit geçirmeye çalışıyoruz.Biri kız biri erkek olmak üzere iki çocuğumuz var ikisi de tıp alanında eğitimlerini başarılı bir şekilde devam ettiriyorlar.
*** Birçok gittiğimiz yerde eski tıp öğrencilerinin çok uzun nöbetlerinin vesaire olduğunu duyduk duyuyoruz, sizin öğrencilerinizle ilişkileriniz nasıl hocam?
ÖĞRENCİLERİMİZ BİZİM GELECEĞİMİZ..!!
— Öğrencilerle İlişkimiz iyi öğrenciler sonuçta bizim geleceğimiz onları yetiştirmek bizim için çok önemli. Elbette bu karşılıklı bir ilişki Onların da Bunun bilincinde olması gerekiyor.Talep etmesi gerekiyor çünkü zorla birine bir şey öğretmek çok da mümkün değil.Gençler daha dinamikler hem de bizim dönemimizde olmayan bir takım elektronik imkanlara sahipler. Dünyanın her yerindeki bilgiyi telefonundan izleme şansı var, o an benim sorduğum soruyu dünyadaki en gelişmiş kaynaktan o an elindeki akıllı telefondan doğrulama şansı var veya sorduğumuz bir bilgiyi referans yerden teyit etme ya da cevabını verme şansı var.İnsan vücudu ile ilgili görüntüleri sadece telefonundan 3 boyutlu olarak görme şansı var.
GENÇLERDEN ÇOK ÜMİTLİYİM..!!
Tabii bunlar eğitimde çok önemli avantajlar sağlıyorlar ve tabii yapay zeka ile de ilgili bir takım gelişmeler var biliyorsunuz. Bunlar mesela tıpta hata yapma ihtimalini çok azaltan imkanlar. O yüzden Tabii gençlerin bu teknolojilere yatkınlıkları çok daha yüksek.O yüzden bence gençlerle vakit geçirmek İnsanı gençleştiriyor, öyle söyleyebilirim.Umutluyum gerçekten de gençlerden.Son derece akıllılar teknolojiyi iyi kullanıyorlar ve hedefleri de yüksekte. Ülke olarak da kendilerini aşağıda bir yerde görmüyorlar bütün dünyada çalışacak ya da bir şey üretecek kapasitede olacaklarını görüyoruz. O yüzden gençlerden,gençleri gördüğümüz için Tıp biliminin Türkiye’deki geleceğinden ümitliyiz biz. Yeter ki ülkemizdeki ortam güven ortamı sevgi, saygı ortamı bozulmasın.
***Değerli hocam Bizim sormak istediğimiz sorular bu kadar bizim sormayı unuttuğumuz sizin eklemek istediklerinizi alarak isterseniz röportajımızı tamamlayalım?
SUNİ GÜNDEMLER MUTLAKA DÜZELECEK..!!
— Hekim hasta ilişkisi Türkiye’de bozulmuş gibi gözükse de bu suni bir şey. Hekimlik zaten hastalıkları önlemek için yapılan profesyonel bir meslek. Hastalıklardan korunmak ve önlemek bunun tedavisini gerçekleştirmek onun için burada bir karşıtlık diye bir şey söz konusu olamaz bu durum yapay ve de suni oluşturulmuş bir durum. İnşallah bundan kurtulacağız, ülkemize yakışmıyor. Onun dışında kanserin tekrardan önlenebilir bir hastalık olduğunu söylemek istiyorum.Hareket, ideal kilo, dengeli beslenme ve zararlı alışkanlıklardan uzak durarak bunun %30’unu gerçekleştirebiliriz, kalan %30’u için de erken tanı yöntemlerinden faydalanabiliriz, diğerlerinden de gelişen teknoloji ve tedavi şekilleri var artık kanser eskisi gibi amansız bir hastalık değil, tedavi edilebilir bir hastalık. Ben son olarak buradan Bursa’daki üç buçuk milyonu aşkın insanımız olmak üzere yurt genelinde yaşayan 85 milyon Türk insanına Bursa’dan, Umi Plaza’dan sevgilerimi, selamlarımı gönderiyorum, esenlikler diliyorum. Diyerek sözlerini tamamladı.
Birbirinden değerli bilgileri bizlerle paylaşan Bursa’mızın ve ülkemizin konusundaki en önemli hocalarından
Prof. Dr. Türkkan Evrensel hocamıza bizler de bundan sonraki çalışmalarında ve hedeflerinde başarılar diliyoruz.