Haberde Bursa

Salgın sonrası milenyum kuşağı ofislerde tebdil-i mekan istiyor

18.07.2020

Yakın zamana kadar övülen ve öykünülen plazalar ve geniş ofisler yerini daha özgürlükçü çalışma alanlarına bırakıyor. Girişimciler ve milenyum kuşağı dönüşümün voltranı olurken hibrit ofisler iş dünyasının kapısını çalıyor.

İnsanlık tarihinin en hızlı yayılan salgın hastalıkları arasına giren COVID-19, iş hayatında köklü değişimleri beraberinde getirmesi bekleniyor. Salgın sürecinde uzaktan çalışanlar, yeni dönemde ofislerine dönmeye başlarken şirketlerin bir bölümü ise fiziki ofislerini yalnızca gerekli durumlarda kullanmayı tercih edeceğini açıkladı. ‘Hibrit çalışma modeli’ alarak adlandırılan yeni düzende fiziki ofislerin yalnızca toplantı ve eğitim gibi gerekli durumlarda kullanılması bekleniyor. Salgın sürecinde zorunlu olarak deneyimlenen uzaktan çalışma modelinin hem şirketlerin hem de çalışanların ihtiyaçlarını yeniden şekillendirdiğini belirten eOfis Kurucu Ortağı Özkan Kaliç, iş yapış şekillerinin ve mekansal tercihlerin evrilmeye başladığını, ihtiyaçları karşılamak için çalışan profilinin ve özellikle Z kuşağına ise yeni opsiyonlar sunulması gerektiğini belirtti.

Girişimciler ve gençler ofise tıkılmak istemiyor”

Mekan bağımsız veya hibrit çalışma modelini benimseyen şirketlerin yanı sıra salgın sürecinde ilk kez uzaktan çalışmayı deneyimleyen şirketlerin de verimlilik konusundaki önyargılarının yıkıldığını ifade eden Özkan Kaliç, “Ek olarak ulaşım giderleri ve yolda geçirilen sürenin ortadan kalması herkeste bir farkındalık oluşturdu. Maksimum 15-20 kişiye kadar olan ve dijital imkanlarla uzaktan yönetilebilen ekipler için uzaktan çalışma modeli oldukça anlaşılabilir hale geldi. Sabit ofis ihtiyaçlarını ise bu şirketler, sanal ofis kiralamalarıyla giderebiliyor. Daha büyük şirketlerde ve özellikle girişlerde milenyum kuşağı (1980-2000) çalışanların belirli günler uzaktan uzaktan çalışacakları hibrit modeli ya da belirli günler farklı lokasyonlardan çalışma isteği öne çıkıyor.” dedi.

Özkan Kaliç, “Tebdil-i mekanda ferahlık vardır atasözünün gençlerde fiili olarak karşılık bulduğunu çok net görüyoruz. Haftanın 5 günü ofiste çalışmak yerine en azından belirli günler farklı ortamlarda çalışmayı istiyorlar. Bu kimi zaman herkesin kendi evi olurken kimi zamanda doğa ile iç içe mekanlar oluyor. Biz de bu ihtiyaçtan yola çıkarak İstanbul’daki 21 lokasyonumuzda bulunan şirketler için Durusu’da geniş bahçeli yeni lokasyonumuzu hizmete aldık.” dedi.

Hasret kaldığımız açık hava alanlar iş hayatına dahil oluyor”

Salgının yalnızca yeni çalışma modellerinin değil yeni çalışma alanlarının da deneyimlenmesine vesile olduğunu söyleyen  Özkan Kaliç, “Evlere kapanan milyonlarca insan, teras, balkon ve bahçe gibi açık alanlarda daha fazla vakit geçirmeye başladı. Evlerin açık alanları, evden çalışanlar için de keyifli bir çalışma alanı haline geldi. Yeni normal dönemde ofis tercihlerinde de açık hava alanlarına yönelimin oldu. eOfis olarak temel hedefimiz, değişen ihtiyaçları daima göz önünde bulundurarak sektörlerin verimini artıracak ve çağa entegre olmalarını kolaylaştıracak inovatif mekanlar sunmak. Bu kapsamda yeni lokasyonumuz Durusu Park’ta geniş kullanma alanı ve yeşil alanıyla açık hava ofis konsepti oluşturduk. Böylece hem uzaktan çalışanların, hem sanal ofis kullananların hem de hibrit çalışma modelinini benimseyenlerin dileklerinde rutin toplantılarını, eğitimlerini ve ekip çalışmalarını açık havada gerçekleştirmesine imkan tanıyoruz.” şeklinde konuştu.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

>