Sarıbal; Bu bütçe halkın değil, ithalat lobilerinin bütçesi
CHP Bursa Milletvekili ve PM Üyesi Orhan Sarıbal, AKP’nin 20 yıllık iktidarı döneminde ülke kaynaklarını kuruttuğunu, vatandaşının gıda ihtiyacını karşılamak için yabancı şirketlere avuç açar hale getirdiğini söyledi.
CHP Bursa Milletvekili ve PM Üyesi Orhan Sarıbal, Tarım ve Orman Bakanlığı Bütçesinin Plan ve Bütçe Komisyonundaki görüşmeleri öncesi, Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonunun CHP’li üyeleri Ayhan Barut, Aydın Özer, Cengiz Gökçel ve Okan Gaytancıoğlu ile birlikte TBMM’de basın toplantısı gerçekleştirdi.
Hazırlanan Merkezi Hükümet Bütçesinde Tarım ve Orman Bakanlığına ayrılan payın, tarımda yaşanan sorunların çözüm getirmeyeceğini belirten Sarıbal, hazırlanan bütçenin 85 milyon vatandaşımızın gıda güvenliğini yabancı şirketlere teslim eden bir bütçe olduğunu, üreticinin de tüketicinin de sorunlarını çözmekten uzak olduğunu ifade etti.
“İktidarın 2023 yılında tarıma ayırdığı bütçe ile tarımda yaşanan sorunlara çözüm getirmeyecektir” diyen Sarıbal, şunları söyledi:
Gıda güvencesi yabancılara teslim edildi
“Türkiye, kendi gıda güvencesini, gıda güvenliğini kendi olanaklarıyla sağlayabilmelidir. Bunun için de iktidarların var olan bütçeden yeterli kaynağı ayırıp desteklemeleriyle yeterli üretimi, topraklarının tümünü kullanabilir bir ülkeye dönüştürebilmesi gerekmektedir. Ne yazık ki 20 yıllık iktidar bunu gerçekleştiremediği gibi Türkiye’nin gıda güvencesini, gıda güvenliğini yabancı şirketlere teslim etmiş durumdadır.
24 saattir Milli Savunma Bakanlığı, Tahıl Koridoru yeniden devreye girsin diye inanılmaz bir çaba sarf etmektedir. Çünkü bindikleri dalı kendileri kestiler. Bu ülkenin bütün kaynaklarını kuruttular. Tarımsal üretimi yeterli oranda arttıramadılar ve bugün ‘Tahıl Koridoru tekrar açılır mı? Açılmazsa ne olur bizim halimiz?’ diye düşünmek zorunda kaldılar.”
İktidar bu bütçeyle “ithalat yapacağım” diyor
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın bütçe sunuş konuşmasında tarımı iki paragrafla geçiştirdiğini belirten Sarıbal, açıklamayla iktidarın tarıma önem vermediğini gösterdiğini söyledi. Sarıbal, şöyle devam etti:
“İktidar, Bütçe’de Gayrisafi Milli Hasılayı (GSMH) 18,6 trilyon olarak açıkladı. Bütçe 4,4 trilyon olarak belirlendi. GSMH’yi %39, Bütçeyi %50 arttırdılar. Tarıma ayrılan bütçe 143,4 milyar lira. Tarımsal desteklemeler ise %38 ile 54 milyar lira olarak belirlendi. Bu iktidarın 2006 yılında çıkardığı Tarım Kanunu’nda tarıma verilen desteğin GSMH’nin %1’inden az olmayacağını söylemesine rağmen %0,3’nü ödüyor.
Tarım ve Orman Bakanlığının toplam bütçesi 143,4 milyar lira bile %1’e denk gelmiyor. GSMH’nin %1’i 186 milyar lira. İktidar net bir şekilde ‘Ben ithalata devam edeceğim’ diyor. Ama tahıl koridorunun gösterdiği gibi evdeki hesap çarşıya uymuyor. Dolayısıyla evdeki hesabı doğru yapacaksın, evdeki üretimi gerçekleştireceksin. Dışarıya bağlı hesaplar işte böyle tutmaz.”
Tarım desteği en düşük seviyede
Sarıbal, AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılında tarım desteklerinin bütçe içindeki payının %1,6 olduğunu, bu oranın 2023 yılında %1,2’ye düştüğünü kaydederek, “Bu oran 20 yılın en düşük değeri. 20 yıldır iktidarda olan AKP ve Saray İktidarı 2023 yılında tarım desteklerinin bütçedeki payını %1,2’ye kadar düşürmüş durumda. Aynı tarihlerde AB 2022 yılında 166 milyar Euro olan bütçesinin %34’üne denk gelen 56,5 milyar Euro’yu destek olarak çiftçisine verdi. Aynı şekilde AB 2023 yılında 169 milyar Euro olan bütçesinin yine %34’ü olan 57 milyar Euro’yu çiftçisine destek olarak verecek” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın OECD ve AB ülkeleri arasında tarıma %1,5 ile tarıma en fazla kaynak ayıran ülke olduğunu söylediğine işaret eden Sarıbal, “OECD GSMH’sinin %0,61’ini, AB %0.57’sin biz ise %1,5’ni ayırıyoruz diyor. Bu iktidarın en maharetli tarafı rakamlarla alay etmek, rakamlarla oynamak. Hitler faşizminin Propaganda Şefi Goebbels’in yaptığı gibi yapıyor. ‘Bir yalan söyleyin, ona herkes inansın.’ Onların GSMH’sinin ne kadar yüksek olduğun kendileri de biliyor. Peki, iş tarımsal desteklere gelince neredesiniz? AB’nin çiftçisine doğrudan verdiği destek bütçesinin %34 iken bizde %1,2 bile değil.”
Çiftçinin maliyeti 500 milyar, verilen destek 54 milyar
Sarıbal, bütçeden tarımsal desteklere ayrılan 54 milyar liranın çiftçinin giderleri yanında hiçbir kıymetinin olmadığını ifade etti. Çiftçinin geçen yıl yem maliyetinin 250 milyar lira, mazot giderinin 80 milyar liranın üzerinde, yine gübre maliyeti 80 milyar liranın üzerinde, elektrik giderinin 30 milyar liranın üzerinde olduğunu kaydeden Sarıbal, “Çiftçinin 2022 yılında 2023 yılının üretimini yapabilmesi için harcadığı para 550 milyar lira civarındadır. Sadece 8 ayda pamuk ithalatına ödediğimiz para 40 milyar liradır. Sadece bu rakamlar bile iktidarın aslında tarımı gözden çıkardığının çok net karşılığıdır” diye konuştu.
Çiftçinin üretim yaparken borç batağına saplandığını kaydeden Sarıbal, son 20 yılda çiftçi borçlarının 101 kat artarak 242 milyar liraya çıktığını söyledi. Sarıbal, ülke kaynaklarının ithalat lobilerine aktarıldığını aktararak, “peki bu kimin bütçesi” sorusunu sorup şu karşılığı verdi:
İthalat lobilerini bütçesi
“Bu bütçe çiftçinin bütçesi değil. Tüketicinin bütçesi de değil. Bu bütçe kırdan kente göçü teşvik eden, çiftçiyi malını mülkünü sattırıp mülksüzleştirecek bütçedir. Bu bütçe ‘üretme ithal et, yabancı ülkeler, yabancı şirketler para kazansın’ diyen bir bütçedir. Bu bütçe enflasyonunun devamını sağlayan bir bütçedir. Tarım alanlarının 23 milyon dekarı hacizlidir. Bu bütçe haczin devamını sağlayan bütçedir. Bu bütçe çiftçinin zararlarını borçlanmayla karşılayacağı bir bütçedir. Bu bütçe halkın değil Sarayın, yandaşlarının ve ithalat lobilerinin bütçesidir. İktidar bir tercih yapmıştır. Bu tercih Türkiye çiftçisinden, üreticisinden yana bir tercih değildir. Yabancı şirketlerden, yabancı ülkelerden ve yandaş lobileri zengin etmekten yana tercih yapmıştır.”