SEPEV ÜYESİ ÜÇAY MÜHENDİSLİK DÜŞÜK ENERJİLİ PASİF EVLERİ YAYGINLAŞTIRMAYI HEDEFLİYOR
En düşük enerjiyle en yüksek konforu elde etmek için 1990’lı yıllarda Almanya’da ortaya atılan Pasif Ev konsepti Türkiye’de de ilk örneklerini göstermeye başladı. Yenilenebilir enerji alanında Ar-Ge çalışmaları yürüten Üçay Grup, pasif ev konseptine uyan yapılar tasarlamayı hedefliyor. Üçay Grup İcra Kurulu Üyesi İlgin Eray, “1990’larda Almanya’da ortaya çıkan pasif ev konsepti en düşük enerjiyi tüketerek iklimlendirmeyi hedefliyor. Üçay Grup olarak ‘Pasif Ev’ kavramına uygun yapılar inşa etmeyi amaçlıyoruz” diye konuştu.
Kuzey ülkelerinde daha verimli iklimlendirme için yalıtım zorunlu bir seçimken, yakın geçmişe kadar ülkemizde verimlilik ve yalıtım ne yazık ki üzerinde durulmayan konular arasında yer alıyordu.
Enerji fiyatlarının giderek arttığı bir dönemde, en düşük enerjiyle en yüksek konforu hem dünyamız hem de tasarruf için sağlamayı hedefleyen Pasif Ev konsepti, Sıfır Enerji ve Pasif Ev Derneği (SEPEV) tarafından verilen eğitimlerle Türkiye’de yaygınlaştırılmaya çalışıyor.
Yenilenebilir enerjinin evsel kullanımı alanında Ar-Ge çalışmaları gerçekleştiren Üçay Grup, ‘Pasif Ev’ kavramına uygun yapılar inşa etmeyi hedefliyor.
“MÜMKÜN OLAN EN DÜŞÜK ENERJİYLE YAŞANACAK EVLER”
Üçay Grup İcra Kurulu Üyesi İlgin Eray pasif ev kavramını, “Pasif ev kavramı, bir binadaki enerji verimliliği için binanın karbon ayak izini azaltan gönüllü bir standarttır. İklimlendirme için çok az enerji gerektiren ‘ultra düşük enerjili’ binalar tasarlamayı hedefleyen pasif ev konsepti yalnızca konut mülkleriyle sınırlı değildir. Almanya’daki birçok örnekte ofis binaları, okullar, büyük yapılar da pasif ev standardına göre inşa edilebilir” ifadeleriyle anlattı.
“PASİF EVLERE GELECEKTE DEĞİL, BUGÜN İHTİYACIMIZ VAR”
Küresel Isınma’nın tetiklediği İklim Değişikliği’nin günümüzde yadsınamayacak bir gerçek olduğunu vurgulayan İlgin Eray, “Birleşmiş Milletler İklim Konferansı’nda da vurgulandığı üzere karbon ayak izimizi belirlenen sınırların altına düşüremezsek, 1,5 santigrat derecelik artışın önüne geçemeyeceğiz. İklim Değişikliği beraberinde doğa felaketlerinin ve kuraklığın tetiklediği gıda krizini getirecek. Bugün karbon ayak izimizi kabul edilebilir sınırların altına çekmezsek, gelecekte yaşanabilir alanlar kısıtlanacak” diye konuştu.
“YÜKSEK ENERJİ VERİMLİLİĞİ BÜYÜK ORANDA TASARRUF GETİRİYOR”
Türkiye’de ve dünyada enerji fiyatlarının giderek arttığını belirten Eray, “Enerji arzındaki sorunlar, tüm dünyada enerji fiyatlarını artırıyor. Yakın gelecekte de fiyatların düşeceğini öngörmüyoruz. Türkiye’de inşa edilen yapıların önemli bir çoğunluğu enerji verimliliği düşünülmeden, yalıtımsız ve verimsiz şekilde tasarlandı. Yaşam alanlarımızı iklimlendirmek için çok daha az enerji harcayabilecekken, daha büyük rakamlar ödemeyi göze alarak ısıtılamayan ya da soğutulamayan yapılarda yaşıyoruz. Pasif ev aslında Türkiye’nin tam da ihtiyacı olan bir konsept. Pasif ev konseptine uygun bir yapı tasarlarken, ‘yapı bileşenlerinin doğru seçimi ve uygulanması, iklimlendirme ihtiyacını minimize edecek çözümler üretilmesi, en aza indirgenen iklimlendirme ihtiyacının da en verimli şekilde karşılanması’ adımlarını izleyerek iklim krizini çözümlenmesinde katkı sağlayabilir, enerji tüketiminde büyük oranlarda tasarruf yapabiliriz” dedi.