‘Sinyal beklemeyin, harekete geçin’
Türkiye’yi sarsan iddialar ile ilgili konuşan DEVA Partisi lideri Babacan, “Savcılarımızı göreve çağırıyorum. Ondan, bundan sinyal beklemenize gerek yok. Bu ülkenin savcısıysanız ve bu ülkede bağımsız yargı, adalet için durmayın, harekete geçin. Sinyal beklemeyin” ifadelerini kullandı.
Sözcü’nün haberine göre DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, sosyal medyadan yaptığı canlı yayında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Babacan’ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:
“ARTIK YETER’ DEDİĞİNİZİ DUYUYORUM”
* Çok üzgün olduğunuzu, endişelendiğinizi biliyorum. Koskoca ülkenin itibarının nasıl iki paralık edildiğini gördükçe içinizin acıdığını ve tüm bu olan bitenleri kızgınlıkla karşıladığınızı biliyorum. İsyan ettiğinizi, ‘artık yeter’ dediğinizi duyuyorum.
* Anne babaların, çocuklarının yarınlarından kaygı duyduğuna şahit oluyorum. Gençlerimizin umutlarının nasıl karardığını görüyorum. Haklısınız. Bu ülkeyi suç örgütlerinin oyun alanına çeviren yöneticileri hak etmiyoruz. Suç örgütlerinin üzerine gitmek şöyle dursun; onlara her türlü ayrıcalığı tanıyıp, ülkeyi korku egemenliğine hapseden yöneticileri hak etmiyoruz.
“MİLLETLE DALGA GEÇEN BU ZİHNİYETİ BİZ HAK ETMİYORUZ”
* Hukuku hiçe sayıp, tüm yargı mekanizmasını baskı altına alıp sonra da hiç utanmadan, sıkılmadan, yüzleri dahi kızarmadan ‘yargı gereğini yapsın’ diyerek adeta milletle dalga geçen bu zihniyeti biz hak etmiyoruz.
* Hukukun çizdiği sınırları hiçe sayan, hukuk dışına çıkan ve bunun toplumsal sonuçlarını hesap edemeyen ferasetsiz insanların yönettiği bir ülke olmayı hak etmiyoruz.
* Suç örgütleriyle aynı çuvala girmiş olanların yönettiği bir ülke olmayı hak etmiyoruz. Suç örgütlerinden, mafyadan medet uman ve kendi çıkarlarına hizmet etmeleri için bu hukuk dışı yapılara alan açan; adaletten nasibini almamış insanların yönettiği bir ülke olmayı hak etmiyoruz. Kızmakta, isyan etmekte sonuna kadar haklısınız.
“ANNE BABALAR OLARAK ÇOCUKLARIMIZDAN UTANIR HALE GELDİK”
* Yaklaşık bir aydır tüm toplumun gündemini meşgul eden iddialar, ithamlar hepinizin malumu. Anne babalar olarak bu yayınları izleyen çocuklarımızdan, gençlerimizden utanır hale geldik.
* Anne babalar olarak hükümetin ve ortaklarının bu yapılara nasıl sahip çıktığını, bu yapılardan bazılarını nasıl himaye ettiklerini gördükleri zaman yine çocuklarından utandıklarının farkındayız.
“’DEVLETİN BEKASI’ SÖYLEMİNİN ARKASINA SIĞINIYORLAR”
* Ortalama bir demokraside sadece tek bir tanesi bile hükümetleri sallamaya yetecek kadar vahim olan bu iddiaların toplum önüne saçıldığını görüyoruz.
* Fakat ülkeyi yönetenler ya sessiz kalmayı tercih ediyorlar ya da her zaman yaptıkları gibi birtakım ezberlere sığınıp konuyu sulandırmaya çalışıyorlar.
* Milletin karşısına çıkıp devlet vakarıyla iddialara cevap vermek yerine, ‘devletin bekası’ söyleminin arkasına sığınarak insanların aklıyla alay ediyorlar.
“DEVLETİN BEKASI MAFYAYLA İŞBİRLİĞİ YAPARAK SAĞLANMAZ”
* Hiç kimse kusura bakmasın, bu devletin bekası mafyayla, suç örgütleriyle işbirliği yaparak sağlanmaz. Bu devletin bu ülkenin bekası hukukla, adaletle sağlanır. Artık her başları sıkıştığında ‘dış mihraklar’ masalını anlatmanın kar etmediğini de göremeyecek kadar bunlar artık milletten kopmuş durumdalar.
*Her evde, her sokakta, her köşe başında bu vahim iddialar konuşuluyor fakat her konuda açıklama yapma gereği duyan, en küçük topa bile giren, köşe yazarlarına laf yetiştiren Cumhurbaşkanı bu konuda tek bir kelime dahi etmiyor. Daha da kötüsü, tüm ülke bu iddialarla çalkalanıyor fakat tek bir savcı dahi adım atmıyor, soruşturma başlatmıyor.
“SİZ 1990’LARA BİLE RAHMET OKUTUYORSUNUZ BUGÜN”
* Maalesef, siz 1990’lara bile rahmet okutuyorsunuz bugün. Bugün karşı karşıya olduğumuz mesele, sadece gündeme düşen iddialardan ibaret değildir.
* Sorun, bu sonucu doğuran zihniyetin ve siyaset anlayışının varlığıdır. Sorun, hukuk devletinin katledilmiş olmasıdır. Sorun, sivil toplumun, özgür basının ve ifade özgürlüğünün yok edilmiş olmasıdır. Sorun, tarafsız ve bağımsız yargının ortadan kaldırılmış olmasıdır.
“GÜN GELİR, KURDUKLARI BU ÇARPIK DÜZENİN ESİRİ OLURLAR”
* Adalet mülkün temelidir. Adaletin olmadığı bir ülkede, hukukun ayaklar altına alındığı bir ülkede tüm kurum ve kuruluşların liyakatsiz insanlarla doldurulduğu bir ülkede medyanın, sivil toplumun baskı altına alındığı ve bir grup insanın kendini hukukun da üstünde gördüğü bir ülkede elbette mafya da olur, çeteler de olur, suç örgütleri de ortada cirit atar.
* Öyle bir an gelir ki artık yönetenlerin de bunları engellemeye gücü yetmez. Ağzını açıp tek bir kelime dahi edemezler, yorum dahi yapamazlar. Çünkü kurdukları bu çarpık düzenin gün gelir esiri olurlar.
“YURTTAŞLARIMIZI ÜLKESİNE SAHİP ÇIKMAYA ÇAĞIRIYORUM”
Buradan bir çağrı yapıyorum; vicdan sahibi, ülkesini seven her yurttaşımızı ülkesine sahip çıkmaya çağırıyorum. Tüm hukuk ve yargı temsilcilerini ülkemize hep birlikte sahip çıkmak için göreve çağırıyorum.
* Savcılarımızı göreve çağırıyorum. Ondan, bundan sinyal beklemenize gerek yok. Bu ülkenin savcısıysanız ve bu ülkede bağımsız yargı, adalet için durmayın, harekete geçin. Sinyal beklemeyin. Anlıyorum, baskı büyük ama bu ülke, öyle anlar gelir ki her şeyi göze almaya gerektirecek dönemler yaşar.
* Bu ülke öyle dönemler yaşar ki, hiç kimsenin artık kendinden korkmadığı, bu ülke için mücadele etmesi gerektiği dönemler yaşar. İşte şu anda da tam da o dönemlerden birini yaşıyoruz.
“DERHAL SORUŞTURMA KOMİSYONU KURUN”
* Milletin seçip, vekil olarak Meclis’e gönderdiği milletvekillerine ve Meclis’te grubu olan bütün siyasi partilere de buradan seslenmek istiyorum: Derhal ama derhal bir soruşturma komisyonunun kurun ve bu korkunç iddiaların açığa kavuşması için çalışmalara başlayın.
“ORTAYA ÇIKAN BU TABLONUN TEK SORUMLUSU SİZSİNİZ”
* Sayın Cumhurbaşkanı’na sesleniyorum; her konuda tek yetkili olmayı çok istediniz. Tek bir imzayla ülkeyi yönetmeye talip olan sizsiniz. Bakanları adeta sekretarya seviyesine düşürüp, ‘kabine’ tabirini siz kullanmaya başladınız. Ancak unutmayın; tek yetkili olmak, tek sorumlu olmayı da beraberinde getirir. Siz artık tek sorumlusunuz. Böyle değilmiş gibi davranamazsınız.
* İşinize geldiği zaman ortaya çıkıp, işinize gelmediği zaman kenara çekilemezsiniz. Ortaya çıkan bu vahim tablonun tek bir nihai sorumlusu vardır, o da sizsiniz. Derhal, sizi o makama getiren milletin karşısına çıkın ve tutumunuzu ortaya koyun.
* Bunu siz istediniz. Ya atadığınız bakanlarınıza, görev verdiğiniz parti yöneticilerinize sahip çıkın ya da bu insanları görevden alıp yargının işini rahat yapmasını sağlayın.