Haberde Bursa

Tokat Turhal’da Nevruzun Gelişini Çiğdem Pilavı ile Kutladılar!

07.09.2023

Nevruz Yemekleri’nden Çiğdem Pilavı Anadolu’da baharın gelişini kutlamak için 6-12 yaş arası çocukların ellerinde çiğdemlerle evleri gezerek yemeklik malzeme toplamalarına “çiğdem gezmesi” bu malzemeye çiğdem soğanı katılarak yapılan pilava çiğdem pilavı denir. Bahar pilavı olarak da bilinir. Bu uygulama günümüzde Tokat başta olmak üzere Sivas, Yozgat, Amasya ve Kayseri’nin kırsal kesimlerinde yöreden yöreye değişen mânileri ile birlikte varlığını sürdürmektedir.

Çiğdem   pilavı,    “çiğdem gezmesi”    adlı    baharın  başlangıç  kutlamaları  ya  da  bir başka adıyla “Hıdırellez” (Yozgat şivesinde, “Eğrice” ya da “Ağrice”) ve Nevruz kutlamaları çerçevesinde, çocukların ev ev gezerek topladıkları yemeklik malzemeyle yapılan bir pilav türüdür. Bahar Pilavı olarak da bilinir.

        Çocuklar,     önceden    hazırladıkları   ucu   sivriltilmiş   “küsküç”   adı   verilen   çiğdem kazıklarıyla baharın müjdecisi sayılan çiğdemleri topraktan sökmekle işe başlarlar. Bu sökümde, çiğdem olarak adlandırılan sarı çiçekli türler  chrysanthus ve c. ile aliöksüz (Yozgat şivesinde: alooğsüz) olarak adlandırılan mor-eflatun çiçekli türler hedef alınır. Çiğdemin topraktan sökümü kolay değildir. Toprağın kisli ve kökünün de derinlerde olması nedeniyle zordur. Hatta, “Her zaman çiğdem çıkmaz, bazen de küsküç kırılır.”  biçiminde atasözü de vardır.

       Karaçalı  tabir   edilen   ağaçcığın   dalı   kesilerek   dikenlerine   çiğdemlerin   soğanları saplanır. Çiğdemlerin asılı olduğu bu dal parçası ev ev gezdirilerek mâniler, tekerlemeler eşliğinde pilavlık malzeme (genelde yağ ve bulgur) toplanır. Bu tekerlemelerden en yaygını şöyledir:

        Çiğdem, çiğdem çiçecik,

        Ebem oğlu küçecik,

        Yağ verenin oğlu olsun,

        Bulgur verenin kızı olsun.

        En yaygın söylenen mâni de şudur:

        Çiğdem, çiğdem çiçecik

        Ebem oğlu küçecik,

        Çiğdem geldi yapıya,

        Bahşiş getir kapıya.

        Yağ    veren   ev   sahibine,    “yağı   verenin   oğlu   olsun.”   denir  ve   bir   tutam   sarı  çiğdem sunulur, bulgur verene ise, “bulgur verenin kızı olsun.” denir ve mor çiğdem uzatılır. Mâniyi ya da tekerlemeyi duyup da kapıyı açmayan ev sahibine,

        Dam başında boyunduruk,

        Bekleye bekleye yorulduk,

        Bahşiş verirsen giderik,

        Yoksa akşama dek dururuk.

biçiminde bir tekerlemeyle serzenişte bulunulur.

        Ev  gezmelerinde  yalnız  yağ ve bulgur toplanmaz, uygun olan yiyecekler, para da alınır ve pilavlık malzeme ayrıldıktan sonra kalanlar çocuklar arasında bölüşülür.

       Pilavlık malzeme büyüklerin yardımıyla pilav yapılır ve   içine de soyulmuş  çiğdem yumruları konur. Sonra pilav birlikte yenir. Bu geleneği günümüzde şehirlere göç vermeyip hâlâ köy olarak varlığını sürdüren tek tük yörelerde görmek mümkündür.

        Tokat    köylerinde    eskiden,    çiğdem   gezmesi    mahalleler    arası    yarış   olarak algılanırdı ve çiğdemi yamaçta ilk gören çocuğun mahallesi yarışı kazanır ve çiğdem gezmesi o mahalle çocuklarının öncülüğünde yapılırdı.

        Günümüzde   çiğdem   pilavı   geleneği,  Tokat’ta  her  yıl  düzenlenen  çiğdem  pilavı şenlikleriyle yaşatılmaya çalışılmaktadır. Bu şenliklerde çeşitli eğlenceler düzenlenmektedir.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

>