Haberde Bursa

Avukat Cüneyt Bülent Şeker’den Uyarı! “TOPUK KANI-AŞI BASKISI GÖRENLER İÇİN ŞİKAYET DİLEKÇESİ ÖRNEĞİ”

15.02.2025

Adana’da 2,5 aylık bebeklerinden topuk kanı alınmasına izin vermeyen Murat (40) ve Seda (35) Çakmak çiftine karşı yargı süreci başlatıldı. Bebeklerine Kayyum atanmasıyla gündeme gelen olay, topuk kanı testinin zorunluluğunu ve hukuki boyutlarını tartışmaya açtı. Ailenin avukatı Cüneyt Bülent Şeker, bu uygulamanın hukuki sınırlarını ve ailelerin tıbbi müdahaleye ret hakkını kullanmaları için örnek dilekçeleri gazetemizle paylaştı.

DİLEKÇE İLE İLGİLİ TAVSİYELER:

BU DİLEKÇEYİ VERMEDEN ÖNCE AŞI-TOPUK KANI RED DİLEKÇENİZİ ( İadeli taahhütlü mektup ile) GÖNDERMİŞ OLMANIZ DAHA YERİNDE OLUR (Bu konuda bir dilekçe örneği hazırlayıp paylaşılmıştır) Böylece Aile Sağlığı Merkezi, İl Sağlık Müdürlüğü yahut kolluk görevlilerinin; “Biz aydınlatma vazifemizi yapıyoruz, talimatı uyguluyoruz, şikâyetçi aile bize rahatsız olduğunu belirtmedi vs.” şeklindeki kendini savunma yolları kapanmış olur.

Her aile bu dilekçeyi kendine göre düzenlemelidir, kendi yaşadığı olay ile bağdaşmayan açıklamaları-iddiaları-suçlamaları dilekçeden silmelidir, burada yazılmayan ailenin yaşadığı olaylarda özetlenerek, abartılardan kaçınarak yazılmalıdır. (Bir avukatın yardımından yararlanmanız tavsiye olunur.)

Annenin şikâyetçi olması daha iyidir, genellikle mağdur olan annedir, özellikle anne lohusa döneminde olduğu için bu baskı ve manevi rahatsızlık anne için daha fazladır, babanın mağduriyeti 2. Derecede olduğu için ve tanık olmasının daha faydalı olur.

Ama babanın mağduriyeti de varsa veya daha ön planda ise onu da şikâyetçi olarak gösterebilirsiniz. Yani anne ve baba beraber şikâyetçi olabilir yahut baba tek başına şikâyetçi olabilir.

Tanığınız olsa iyi olur, (Komşu-akraba-arkadaş vs.) ancak tanık olmasa da; “Aile Sağlığı Merkezinin matbu ret formu imzalandıktan veya aile kendi ret dilekçesini gönderildikten veya telefondan ret mesajı gönderildikten yahut aileye tedbir kararı verilmesi için dava açıldıktan sonraki yapılan aramalar, gelen mesajlar (Bizce) suçun oluşması için yeterlidir, çünkü burada ailenin topuk kanı-aşı-işitme testi-kalça testi vs. konusundaki tavrı nettir ve bu konu ile ilgili artık rahatsız edilmek istemediği açıktır, bundan sonra ilgili memur ev sağlık görelilerince yapılacak arama-eve gelme, evrak yollama gibi şeyler bu kapsama girer, hatta İl Sağlık Müdürlüğü-Sosyal hizmetler size mahkemeye ilişkin kararları gönderse dahi bu böyledir, çünkü mahkeme evraklarını tebliğ etmek Aile Sağlığı Merkezlerinin, il Sağlık Müdürlüklerinin veya Soysal Hizmetlerin görevi değildir, hukuki olarak da bunların kararı size elden vermesi-mail atması adli tebligat yerine de geçmez (Mahkemenin iş yoğunluğu sebebi ile tebligatı geç göndermesini önün geçmek için bu yapılıyor ama bu hukuksuzdur)

İtiraz-istinaf süreniz de İl Sağlık Müdürlüğü-Aile Sağlık Merkezlerinin vs. size kararı elden vermesi veya mail atması ile başlamış olmaz. Usulüne uygun tebligat; Mahkeme kararının direk adli bir memurun örneğin mahkeme mübaşirinin veya PTT memurunun imza karşılığı size tebliğ etmesi ile (Yahut sizin yokluğunuzda muhtara tebligatı imza karşılığı bırakması ile) başlar.

Eğer rahatsız edildiğinize dair ses bir kaydı aldı iseniz bunu bir flaş diske koyarak savcılığa verebilirsiniz, (Eğer içerik hakaret içeriyor ise, bu delil olarak kullanılabilir, bu konuda Yargıtay kararı vardır.) Telefon geldiğinde sesi yanınızdaki komşunuza-arkadaşınıza dinlettirerek veya ses kaydını (Telefonunuzdaki arayan numarayı ve tarihi de göstererek) dinleterek de bir tanık temin edebilirsiniz, daha sonra bu tanığı mahkemede dinletebilirsiniz, bu daha yerinde olur, çünkü şikayet ettiğiniz kişilerin “Ses kaydının izinsiz alındığınız, kanuni delil olmadığı vs.” itirazı ile karşılaşma ihtimalinizi engellemiş olursunuz.

Telefon geldiğinde baştan kayda aldığınızı söylerseniz ve buna rağmen karşı taraf konuşur ise bu tamamen yasal bir dinleme olur, ancak Yargıtay’ın hakaret ve tehdit iddiasının başka şekilde ispat edilememesi halinde izinsiz alınan kayıtları delil olarak sunmanın kişisel verileri izinsiz kaydetme suçu olmayacağına dair kararı da vardır. Şayet açık bir hakaret ve tehdit içermiyorsa ses kayıtlarını mahkemeye sunmamak, burada söylenenleri unutmadan net bir şekilde yazıya dökmekte kullanmak ve tanıklara dinletmekte kullanmak (Sonra o tanığı mahkemede dinletmek) daha yerinde olur.

Şikâyet dilekçesine mutlaka nüfus kâğıdı fotokopisini ekleyiniz.

Dilekçede (NOT:… )  ile başlayan parantez içindeki yerler açıklamadır, okuyup dilekçe ona göre düzenlendikten sonra silinmesi unutulmamalıdır. Veya; ile başlayan bölümleri yada arasına (/ ) işareti koyulan yerler seçimliktir, sizde hangisi var ise onu kullanınız. Ör; Polis veya Jandarma, Polis/Jandarma. İkisi de varsa ikisini de yazınız.

(Bu açıklama da dilekçeye dâhil değildir, açıklamayı dilekçeyi düzenledikten sonra silmeyi unutmayınız)

—————————————————————————

 

               ………………………. CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’NA

 

 

MÜŞTEKİ/MÜŞTEKİLER        :  1-) Ayşe KORKMAZ (TC. …………..)

Adres:                                        Tel:

 

2-)                                       (TC. ..………)

Adres:                                         Tel:

 

ŞÜPHELİLER                            :  1-) ………………. Numaralı telefondan şahsımı arayan ………… Aile Sağlığı Merkezinde hemşire/Doktor olarak görev yaptığını anladığım/kendisini……….. şeklinde tanıtan kişi ve ona talimat veren yetkili amiri.

2-) ……………….. Numaralı telefondan şahsımı arayan …………. İl Sağlık Müdürlüğünde memur olarak görev yaptığını anladığım kişi ve ona talimat veren yetkili amiri.

3-) ………………… Numaralı Telefondan şahsımı araya ……………. İl/İlçe Sosyal Hizmetler Müdürlüğünde görev yaptığını anlaşılan memur ve ona talimat veren yetkili amiri.

4-) …………… Polis Karakolu memuru…../ …………. Jandarma Karakolu görevlisi ve ona talimat veren yetkili amiri.

 

SUÇ                                            : Huzuru bozma, Israrlı takip, hakaret, tehdit, görevi kötüye

Kullanma, konut dokunulmazlığının ihlali (NOT: İlgililer sadece kapıya kadar gelmiş içeri

girmek için baskı yapmışlar ise) ve sayın savcılığın taktir ettiği diğer suçlar.

 

SUÇ TARİHİ                             : …………………..

 

                                                   AÇIKLAMALAR

1-) ………………. Tarihinde ………….. isimli  Aile Sağlığı Merkezi/………….  İl Sağlık Müdürlüğü/ …………..İlçe Sosyal Hizmetler Müdürlüğünden aradığını bildiren ve ……….. numaralı telefondan şahsım aranmış ve çocuğumuz …………………. TC. numaralı, ……………….. KORKMAZ’ın topuk kanı vermediğim/İşitme testi yaptırmadığım/ Aşı yaptırmadığım gerekçesi ile ……………. İsimli ………. Numaralı Aile Merkezine çocuğumu getirmem istenmiştir.

 

2-) İlgili şahsa/şahıslara; topuk kanı vermeyeceğimiz/İşitme testi yaptırmayacağımız/ Aşı yaptırmayacağımız sözlü olarak belirtildiği/Mesaj ile belirtildiği/…………. Tarihlinde aşı/topuk kanı/işitme testi reddi formunu imzaladığımız/………… tarihinde iadeli taahhütlü olarak aşı-topuk kanı reddi dilekçesi gönderdiğimiz, ayrıca bunu mail /mesaj ile teyit ettiğimiz halde (yahut hakkımızda …………… Aile Mahkemesine tedbir isteminde bulunulduğu halde);

a-) …………………… tarihinde ……………. Numaralı telefondan aranarak,

b-) …………………… tarihinde ……………. Numaralı telefondan aranarak (NOT: Kaç defa hangi telefon ile aranıldığı ve arayan telefon numaraları tek tek yazılmalı ve telefonun ekran fotosu alınarak dilekçenin arkasına eklenmeli, bunlara EK-1 şeklinde numara verilmeli, dilekçe arkasına da aynı numara üstüne yazılarak eklenmeli)

c-) ……………………. Tarihinde kapımıza jandarma/polis memuru yollanarak ve/veya kapımıza …………. Aile Sağlığı Merkezinden gelinerek, …………. İl Sağlık Müdürlüğünden gelinerek…

TARAFIMIZ RAHATSIZ EDİLMİŞ, şahsıma “Topuk kanı vermez/ Aşı /İşitme testi/Kalça testi yaptırmaz isem-isek; “Çocuğunu elinden alırız, çocuklar 18 yaşına kadar devletin malı/devletin tasarrufunda vs. /Seni hapse attırırız/Kapına polis-jandarma yollarız, sen çocuğunu tehlikeye atıyorsun, şerefsizlik yapıyorsun vs.” şeklinde TEHDİT ve HAKARETLER EDİLMİŞTİR.

 

3-) Ayrıca bu şahıslar daha sonra şahsıma matbu aşı-topuk kanı ret formunu imzalamam için baskı yapmış, bu formu imzalamamın yasal zorunluluk olduğunu iddia etmişlerdir. Halbuki ben kendi aleyhime bir evrak imzalamak zorunda olmadığımı bilmekteyim.

 

4-) Bunun yanı sıra ………..  Aile Sağlığı Merkezinde çalışan Aile Hekimi ……….. benim hakkımda polis karakolunu (yahut jandarmayı/Savcılığı) arayarak hakkımda hukuksuz bir şekilde “Beyaz kod” ihbarında bulunmuş, benim Aile Sağlığı Merkezinde olay çıkarttığım asılsız bir şekilde iddia etmiştir.

 

5-) Aile Sağlığı Hekimi ……….. benim ( NOT: Veya Eşimin, veya benim ve eşimin) polis karakolunu/Jandarmayı arayarak Ailenin ve çocuğun tehlikede olduğu, aile içi şiddet yaşandığı şeklinde haksız bir şekilde ihbarda bulunmuş ve polisin/Jandarmanın evime gelmesine (NOT: Yahut karakola çağırılmamıza) haksız bir şekilde sebebiyet vermiştir, bu durum konu-komşu karşısında suçlu gibi gözükmememize, psikolojimizin bozulmasına sebebiyet vermiştir.

 

6-) Bunun neticesinde lohusa ve emziren bir anne olmamın da etkisi ile PSİKOLOJİM BOZULMUŞ ve SÜTÜMDE KESİLMELER MEYDANA GELMİŞTİR ve tarafıma yapılan bu baskı neticesinde AİLE HUZURUM BOZULMUŞTUR, her an kapımıza gelinerek tekrar baskı göreceğimiz, çocuğumuzun elimizden alınacağı, çocuklarıma zarar vereceğini düşündüğüm aşı-topuk kanı-işitme testi uygulamasının zorla yapılacağı endişesi ile yaşamaktayım. Eşim …………, komşum……….., aile dostum……………, akrabam ………….. bu duruma şahit olmuştur.

 

7-) Her ne kadar ilgili memur/hemşire/doktor… kendisine verilen talimatı yerine getirdiği, tarafımızı bilgilendirmenin görevi olduğunu iddia edebilse dahi; benim bu konudaki ret iradem açık bir şekilde tarafımdan sözlü/yazılı olarak belirtikten sonra yapılan bu ısrarlı aramaların-kapıma gelerek yapılan baskıların aydınlatma görevinin sınırlarını aştığı, ailemizi baskı altına alarak şüphelilerin amaçlarına ulaşma niyetinde oldukları açıktır. İlgili şahısların bunu maaşlarındaki azalmayı engellemek amacı ile (NOT: Veya amirlerinin baskısı ile yaptığını tahmin etmekteyim yahut Aile Sağlığı Merkezlerinin her yaptıramadıkları topuk kanı testi ve aşı sebebi ile gelirlerinin düştüğünü bilmekteyim)  (NOT: Yahut bunu açıkça söylediler) ancak bu sebepler şikâyet ettiğim şahısların yaptığı hukuksuz fiilleri meşru hale getirmemektedir.

 

😎 Çocukluk aşılarının zorunlu olmadığı konusunda bir tereddüt yoktur. Zaten AYM kararları da istikrarlı bir şekilde bu yöndedir. Topuk kanı uygulaması hakkında tedbir kararı verilebileceği yönünde bir AYM’si kararı olsa da, AYM’sinin sonraki tarihli farklı kararları da vardır (22/11/2017  tarih, 2014/4255 numaralı vs. ( https://www.haberturk.com/anayasa-mahkemesi-aile-rizasi-olmadan-topuk-kani-alinamaz-1782444 ) En nihayetinde AYM kararı hakkında karar verilen şahıslar için hüküm ifade edip, benim/bizim hakkımızda böyle bir karar verilmiş değildir.

 

9-) PCR yöntemi ile yapılan bu testlerin kesin sonuç vermediği, klinik hastalık bulguları olmadan sadece bazı maddelerin kanda tespiti ile erken teşhis ve tanı koyulmasının mümkün olmadığı, bunların genetik hastalıklar olduğu ve tedavisinin  olmadığı, bu test ve tedaviler ile vaat edilen tek şeyin çocuğun daha konforlu yaşayacağı olduğu, bunun da bir kesinliği olmadığı, ilgili tedavilere rağmen hastalıkları ilerleyen-ölen çocuklar olduğu bilinmektedir.

 

10-) Ayrıca bu testlerin topuktan ve kan alınması yolu ile yapılmasının gerekmediği, örneğin idrar testleri ile de yapılabileceği, doğumdan kısa süre sonra topuk delinmesini enfeksiyon kapması gibi bazı risklerinin olduğu yönünde tıbbi görüşler de mevcuttur. (Doç. Dr. Cüneyt Konuralp; Bağışıklığın arka bahçesi 2 Sf.105-120 ve https://www.habervakti.com/doc-dr-cuneyt-konuralptan-ezber-bozan-topuk-kani-aciklamasi  /. (Prof. Dr. Alişan Yıldıran; https://vitamingiller.com/besikden-mezara-saglik-yenidogan-tarama-testi-topuk-kani/) Üstelik bu taranan 6 hastalıktan 3 tanesine ilişkin tedavi-ilaç ücretlerinin çok pahalı (Ör: SMA 2 milyon dolar üstü) olduğu, bu konunun ticari yönleri olduğu da bir gerçektir.  Ben ise çocuğumu …………. doktora muayene ettirmişmiş (Veya testleri de el sırtından yaptırmış) bulunmaktayım, çocuğum-çocuğumuz gayet sağlıklıdır, taranan hastalıkların hiçbirisine ait belirtiler kendisinde yoktur. (Bu yapılmış ise)

 

11-) Testlerin uygulanmaması “Yapılmayan binlerce hastalığa ilişkin diğer testler gibi” çocuğa zarar vermediği, bir suç teşkil etmediği tarafınıza malumdur. Bunun yanı sıra Anne-Baba (Kanuni temsilci) aydınlatılmış onamı olmadan çocuğa tıbbi müdahale yapılamayacağına dair çok sayıda kanun da mevcuttur. (1219 m.70/f. I – HHY m.24/f.I – Hekimlik Mesleği Etik Kuralları m.42, Bioetik Sözleşmesinin 6/2. Vs.)

12-) Netice olarak şüphelilerin velayetten doğan tıbbi müdahaleyi ret hakkımı kullanmam kapsamında topuk kanı-aşı ve sair……. Test-tetkikler hakkında ret kararımızı kendilerine açıkça bildirilmiş olmamıza rağmen, bu şahısların beni ve ailemi telefon ile rahatsız etmesinin, evime gelmesinin (NOT: kapıma polis-Jandarma ile gelmesinin) özelleşmiş olan “Sağlık Sektörüne/kendisine” iş ve gelir temin etmekten başka bir gerekçesi olmadığı görüşündeyiz. Tarafımıza yapılan bu baskı annen-babanın velayet hakkını yok sayan ve dayanağı, delili olmayan bir baskıdır. İş bu sebeple sayın savcılığınıza başvurma gereği hasıl olmuştur.

 

DELİLLER                              : Telefon kayıtları, tanıklar, ilgili mahkeme tebliğ ve kararları, ilgili İl Sağlık Müdürlüğü, Sosyal Hizmetler Müdürlüğü, Aile Sağlık Merkezi kayıtları ve sair hukuki delil.

 

HUKUKİ SEBEPLER            : TCK 123, 125, 257 ve sair ilgili mevzuat.

 

NETİCE VE TALEP              : Yukarıda arz ettiğimiz sebepler ve Sayın Savcılığın takdir edeceği diğer sebepler ile;

1-) Uğradığımız manevi zararların ve yapılan baskının sütümün kesilmesi gibi sebepler ile çocuğa yansımasından kaynaklanan maddi manevi tazminat hakkımızı saklı tuttuğumuzu,

2-) Yargılama masrafları ile avukat tutmamız halinde vekâlet ücretinin karşı tarafa yüklenmesini,

3-) Şüpheliler hakkında kamu davası açılmasını, söz konusu fiilleri suç işleme saiki ile işlemeleri, organize şekilde hareket etmeleri hususunun dikkate alınmasını saygı ile arz ve talep ederim. Tarih: ……….

 

Baba (anne baba birlikte veya tek başına)                                   (Anne)

Ali KORMAZ                                                                      Ayşe Korkmaz

 

 

 

 

 

TANIKLARIMIZ      :  1-) Ali KORKMAZ (Müşterek çocuk babası)

2-) Nedamet KORKMAZ ( Kayınvalidem)

3-) Vesile KALKAN (Kapı komşumuz)

 

 

 

EKLERİMİZ         :  1-) Şüphelilerin yaptıkları aramalara ilişkin telefon tespit tutanakları, telefon aramalarına ilişkin ekran fotoları sureti,

2-) İmzaladığımız aşı-topuk kanı ret formu sureti/ (Yahut) İl Salık Müdürlüğü ve Aile Sağlık Merkezine yolladığımız aşı-topuk kanı ret dilekçesi.

3-) Karakolda tutulan tutanaklar.

4-) İl Sağlık Müdürlüğü tarafından yollanan yazılar.

5-) …………… mahkemesi tarafından yollanan hakkımızda dava açıldığı, duruşma günü verildiğine dair yazılar.

6-) Tarafımızın tehdit edildiğine, hukuksuz baskı yapıldığına dair (Ret formu imzalamamız, ret dilekçesi göndermemiz, tarafımız hakkında tedbir istemi duruşmasına davet edildiğimize) ancak mahkemenin bu tarihte kesinleşmediğine, buna karşın evimize gelindiğine, telefonumuzun arandığına dair kayıtlar.

7-) Topuk kanı alınmasının hukuka aykırı ve yeni doğan çocuğun sağlığı için zararlı olduğuna, bu konudaki zorlamaların hukuka aykırı olduğuna dair ilgili makaleler.

 

Topuk Kanı Aldırmayın

YORUMLAR

Δ

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

>