Manisa’nın Turgutlu ilçesinde İklim Kanunu üzerine basın açıklaması gerçekleştiren Jeoloji Mühendisi Ender Ragıp Arslan yaptığı çarpıcı açıklamalarla dikkat çekti. Dikkat ve İlgi çeken açıklamalarda ise şu ifadelere yer verildi;
“Uluslararası anlaşmaların ne tür sonuçlar doğurduğunu pandemi döneminde tecrübe ettik. Dünya Sağlık Örgütü’nün politikalarından ders almayanlar, bugün Paris İklim Anlaşmasının dayatmalarını sorgulamadan ülkemizde uygulamak istemektedirler. Bilinmelidir ki küresel baskılar birtakim projelere hizmet etmektedir. Tehlikenin farkında olan insanlarımızın katkıları ile gündemde olan İklim Kanununun Meclisten geçmemesi için yaklaşık bir milyon imza toplanmıştır. Bu kanunun doğuracağı sonuçları, yükleyeceği yeni vergileri ve ileride özgürlükleri kısıtlayacağını şeffaf bir şekilde millete açıklar iseniz, değil bir milyon, seksen milyon vatandaşımız da bu kanuna onay vermeyecektir. Türkiye dünyada karbondioksit salınımında çok gerilerde iken, karbon salınımına yönelik bir baskı oluşturulması gerekenler, zaten ağır ekonomik şartlar ile beli bükülmüş Türk Milleti değildir. Karbon salınımında en önde bulunanlar Amerika, Çin ve Hindistan gibi ülkelerdir. Küresel Karbon Projesi verilerine göre bu üç ülke, tüm dünyada salınan karbon miktarının yarısından sorumludur. Kaldı ki atmosferde bulunan karbondioksit miktarının iklim değişikliğine etkisi üzerine spekülasyonlar dönmektedir. Gezegenimiz, jeolojik zaman dilimi boyunca birçok kez iklim değişikliği yaşamıştır. Bilimi veya iklim değişikliği ihtimalini inkar etmiyor, bilime politika bulaştırılarak küresel projelere alet edilmesine karşı çıkıyoruz. Eğer çevre için adım atılmak isteniyorsa, küresel çetelerden bağımsız kendi bilim insanlarımız ile çaresine bakılmalıdır. Endüstride karbon ayrıştırma yöntemleri hali hazırda bulunan ve çeşitli sektörlerde kullanılan bir teknolojidir. Karbon filtrelerinin veya ayrıştırma teknolojilerinin salınım yapılan kaynaklarda kullanılarak atık gazların uygun katmanlarda depolanması yıllardır yapılabilen bir uygulamadır. Buna benzer kendi çözümlerimiz üretilmeli, çevre çalışmaları için pandemide olduğu gibi küresel dayatmalara boyun eğilmemelidir. Gezegeni ıslah diye sunulan küresel iklim anlaşmaları, kurmak istedikleri yeni dünya düzeninde pandemi politikalarının devamı niteliğindedir. Kısa vadede karbon vergilerini yükleyecek iken, orta ve uzun vadede özgürlüklerin kısıtlanması ve hatta insanların mülkiyet haklarının ellerinden alınmasına kadar götürecek art niyetli bir projedir.
“Uluslararası anlaşmaların ne tür sonuçlar doğurduğunu pandemi döneminde tecrübe ettik. Dünya Sağlık Örgütü’nün politikalarından ders almayanlar, bugün Paris İklim Anlaşmasının dayatmalarını sorgulamadan ülkemizde uygulamak istemektedirler. Bilinmelidir ki küresel baskılar birtakim projelere hizmet etmektedir. Tehlikenin farkında olan insanlarımızın katkıları ile gündemde olan İklim Kanununun Meclisten geçmemesi için yaklaşık bir milyon imza toplanmıştır. Bu kanunun doğuracağı sonuçları, yükleyeceği yeni vergileri ve ileride özgürlükleri kısıtlayacağını şeffaf bir şekilde millete açıklar iseniz, değil bir milyon, seksen milyon vatandaşımız da bu kanuna onay vermeyecektir. Türkiye dünyada karbondioksit salınımında çok gerilerde iken, karbon salınımına yönelik bir baskı oluşturulması gerekenler, zaten ağır ekonomik şartlar ile beli bükülmüş Türk Milleti değildir. Karbon salınımında en önde bulunanlar Amerika, Çin ve Hindistan gibi ülkelerdir. Küresel Karbon Projesi verilerine göre bu üç ülke, tüm dünyada salınan karbon miktarının yarısından sorumludur. Kaldı ki atmosferde bulunan karbondioksit miktarının iklim değişikliğine etkisi üzerine spekülasyonlar dönmektedir. Gezegenimiz, jeolojik zaman dilimi boyunca birçok kez iklim değişikliği yaşamıştır. Bilimi veya iklim değişikliği ihtimalini inkar etmiyor, bilime politika bulaştırılarak küresel projelere alet edilmesine karşı çıkıyoruz. Eğer çevre için adım atılmak isteniyorsa, küresel çetelerden bağımsız kendi bilim insanlarımız ile çaresine bakılmalıdır. Endüstride karbon ayrıştırma yöntemleri hali hazırda bulunan ve çeşitli sektörlerde kullanılan bir teknolojidir. Karbon filtrelerinin veya ayrıştırma teknolojilerinin salınım yapılan kaynaklarda kullanılarak atık gazların uygun katmanlarda depolanması yıllardır yapılabilen bir uygulamadır. Buna benzer kendi çözümlerimiz üretilmeli, çevre çalışmaları için pandemide olduğu gibi küresel dayatmalara boyun eğilmemelidir. Gezegeni ıslah diye sunulan küresel iklim anlaşmaları, kurmak istedikleri yeni dünya düzeninde pandemi politikalarının devamı niteliğindedir. Kısa vadede karbon vergilerini yükleyecek iken, orta ve uzun vadede özgürlüklerin kısıtlanması ve hatta insanların mülkiyet haklarının ellerinden alınmasına kadar götürecek art niyetli bir projedir.
Bu projeye geleceğimiz için, çocuklarımız için, Milletimiz için, Hak için karşı olduğumuzu beyan ediyor, Milletvekillerimizi de bu çok tehlikeli oyun konusunda buradan uyarıyoruz” Diye konuştu.