Haberde Bursa

“Türk tekstil sektörü için artık yeni şeyler söyleme vakti geldi”

28.09.2020

Bordo Grubu Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Fahri Şahin, “Tekstilde tüketici davranışları değişiyor. Yeni jenerasyonun talepleri farklılaşıyor. Tekstil sektöründe döngüsel ekonomi trendleri başkalaşıyor. Giyimde sürdürülebilirlik daha fazla önem kazanıyor. Türk tekstil sektörü için artık yeni şeyler söyleme vakti geldi.”

İş insanı Fahri Şahin, koronavirüs (Covid-19) pandemisinin ardından hazır giyim ve tekstil sektöründeki yeni trendler hakkında açıklamalarda bulundu. Pandemi ile birlikte her sektörde olduğu gibi tekstilde de bir dönüşüm yaşandığına vurgu yapan Şahin, “Bu dönemde tekstil sektöründe en çok dijitalleşme konuşuldu ve konuşulmaya devam ediyor. Yapay zeka ve dijital dönüşüm eksenli tekstil uygulamaları rekabette kritik öneme sahip oldu. Dijital dönüşüme mesafeli olan tekstil işletmeleri rekabette geri kalmaya başladı.” sözlerini kaydetti. “Salgının ardından tekstilde yeni bir düzen bizi bekliyor.” diyen Şahin, şöyle devam etti; “Endüstri 4.0’a uyumlu altyapısı olan, üretim süreçlerinde dijitalleşmeyi önemseyen, uzaktan çalışma iş modeline adapte olan ve tüm bu süreçleri verimli bir şekilde yöneten tekstil firmaları riskleri minimize ederek sektörde bir adım önde olacaktır.”

“PLM çözümleri pandemide dijital strateji sağlıyor”

Tekstilde Yaşam Döngüsü Yönetimi (PLM) çözümünün yeni nesil bir uygulama olduğunu hatırlatan Fahri Şahin, “PLM çözümleri; moda, ayakkabı, spor giyim, lüks giyim ve ev tekstili gibi alanlarda faaliyet gösteren firmalara stratejik çözümler sunuyor. Operasyonel dijital dönüşüm hedeflerine daha kısa sürede ulaşmalarını sağlıyor. Yenilikçi bir işletme çözümü olan PLM ile firmalar tedarik zincirini daha verimli koordine edebiliyor. Pandemi gibi beklenmedik durumlara karşı da dijital bir strateji sunması açısından PLM, tekstil trendleri arasında önemli bir yer tutuyor.” sözlerini kaydetti.

“Hazır giyimde güneş enerjisi daha etkin kullanılmalı”

Deneyimli tekstilci Fahri Şahin, yenilenebilir enerji kullanımının önemine de işaret etti. Özellikle de hazır giyimde güneş enerjisinin daha etkin kullanılması gerektiğine dikkat çekerek, şöyle devam etti; “Yenilenebilir enerji, doğa dostudur ve ekolojik bir sistemdir. Bunların arasında en önemlisi güneş enerjisi olarak karşımıza çıkıyor. Ekonomik hayatın lokomotiflerinden biri olan tekstil sektöründe çok fazla enerjiye ihtiyaç duyuluyor. Bu sebeple geleneksel enerji kaynakları yerine alternatif olarak yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmek zorundayız. Ülkemiz, yenilenebilir enerji kaynakları potansiyeli açısından zengin bir ülke. Tekstil sanayisinde üretim ve iklimlendirme aşamalarında yenilenebilir enerji kaynaklarının daha fazla kullanılması sağlanmalıdır. Böylece tekstilde ekonomi ve çevre açısından sürdürülebilir bir enerji stratejisi uygulayabiliriz.”

“Geleneksel tedarik zinciri yöntemleri yetersiz kaldı”

Fahri Şahin, pandemi sürecinde tedarik zincirlerindeki dijitalleşmeye de dikkat çektir. Beklenmeyen bu kriz ortamında geleneksel tedarik zinciri yönetimlerinin yetersiz kaldığını vurgulayan Şahin, “Tedarik zincirinde geleneksel yöntemler güncel iş süreçlerini karşılamakta yetersiz kaldı. Tekstil sektöründe de bunun olumsuz yansımaları oldu. Kısa ve orta vadede olağanüstü değişimlerden etkilenmeyen, sürdürülebilir, esnek ve dinamik tedarik zincirlerine daha fazla ihtiyaç olacak. Bu sebeple tekstil firmaları, operasyonlarında efektif tedarik zincirlerine yöneliyor. Konjonktürel durumların risklerini minimize eden tedarik zinciri yöntemleri sektörde daha fazla yer edinecektir. Firmalar, alternatif tedarik ve satış kanallarını belirlemeli; tedarik zincirlerinin alt fonksiyonlarını da yeni normal döneme göre uyarlamalıdır.

“Kıyafetlerin yüzde 90’ı atık olarak imha ediliyor”

Pandemi sürecinde tekstilde sürdürülebilir moda anlayışının daha fazla konuşulmaya başladığını ifade eden Şahin, “Sürdürülebilir moda, tekstil endüstrisine tam anlamıyla yerleşmiş durumda. Biz de Bordo Group olarak sürdürülebilir modaya büyük önem veriyoruz. Ürün bandımızda sürdürülebilir ve organik koton kumaşlar da var. Sürdürülebilir moda sadece üretimle ilgili bir süreç değil. Üretilen organik ürünler sezonu geçse bile tekrar kullanılabiliyor. Üretim süreçlerini yenilikçi, sürdürülebilir moda stratejisi ile organize eden tekstil işletmeleri, birçok bakımdan avantaj sağlayacaktır.” diye konuştu.

Fahri Şahin, bu konuda şu değerlendirmeyi yaptı; “Modada sürdürülebilir pazarlama ve satış stratejileri, yeni normalleşme döneminde tekstil sektörünün gündeminde. Tekstil endüstrisinin nasıl daha sürdürülebilir olabileceği konusundaki çeşitli dinamikler yer alıyor. Bir araştırmaya göre her yıl 50 tondan fazla kıyafet üretiliyor. Bunların yaklaşık yüzde 90’ı atık olarak imha ediliyor. Bu çok önemli bir rakam. Bunların geri kazandırılabildiğini düşündüğümüzde ekonomi ve çevre açısından ne kadar büyük kazanımlar elde edeceğimiz aşikâr. Organik koton ve dönüştürülebilir ürünlere yönelim var. Bu sebeple sürdürülebilir moda anlayışını sektördeki her aktörün ciddi olarak ele alması gerekiyor.”

“Tekstilde yeni şeyler söyleme vakti geldi”

Yeni tekstil ekonomisinde dikkat çeken konuları da değerlendiren Şahin, şu ifadeleri kullandı; “Zararlı maddelerin salınımını azaltmak ya da durdurmak gerekiyor. Kıyafet tasarımlarında giyilme sayılarını artırmak için yüksek kaliteli kıyafetlere odaklanmak zorundayız. Tekstil ürünlerinde geri dönüşümde efektif bir süreç sağlamalıyız. Böylece her yıl milyarlarca dolarlık tasarruf sağlanabilir. Ayrıca, kaynakların etkin kullanımını sağlayarak, tekstilde yenilenebilir süreçlere odaklanmalıyız. Geri dönüştürülebilir tekstil ürünleri ile tekstil ekonomisinin hammadde girdilerine ihtiyacını azaltabiliriz.”

Fahri Şahin, medikal tekstil ürünlerine pandemi ile birlikte büyük bir talep olduğunu da vurguladı. Medikal tekstil ihracatının kolaylaştırılması gerektiğini ifade ederek, sözlerini şöyle tamamladı; “Tekstilde tüketici davranışları değişiyor. Yeni jenerasyonun talepleri farklılaşıyor. Tekstil sektöründe döngüsel ekonomi trendleri başkalaşıyor. Giyimde sürdürülebilirlik daha fazla önem kazanıyor. Dünyada antibakteriyel ürünlere talepler artıyor. Çevreye duyarlı üretim süreçleri yadsınamaz bir hal alıyor. Tüm bunları üst üste koyduğumuzda Türk tekstil sektörü için artık yeni şeyler söyleme vaktinin geldiğini söyleyebiliriz.”

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

>