TÜRKİYE CUMHURİYETİ YARI AÇIK CEZAEVİ HALİNE GETİRİLEMEYECEK!
Eğitim İş Bursa Şube Başkanı Yeliz Toy yaptığı açıklamada; “Ekonomiden sağlığa, eğitimden adalete kadar ülkeyi her alanda onlarca yıl geriye götüren iktidar, 2023 seçimleri öncesinde tahrip ettiği bu alanları iyileştirerek değil, demokrasiyi daha da zayıflatarak oy devşirme gayretine düşmüştür. İktidarın kendi gerici tabanını konsolide etme, tarikatları memnun bırakma ve ilerici kamuoyuna gözdağı verme politikasının son hedefi gazeteci Sedef Kabaş ve sanatçı Sezen Aksu olmuştur.
Sanatçı Sezen Aksu aleyhine yıllar önce yazdığı bir şarkıdan yola çıkarak başlatılan kara propaganda, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın bir camide ateşe körükle gitmesiyle vahim bir boyuta tırmanmıştır. İbadet yerleri siyasetten uzak tutulması gereken ve tüm kamuya ait olan yerler olmasına rağmen camide kendisine bir kürsü verilen partili Cumhurbaşkanı’nın bu ülkenin en tanınmış sanatçılarından Sezen Aksu’yu dilini koparmakla tehdit etmesi, demokrasimizin geldiği nokta açısından vahim ve düşündürücüdür. Üstelik kendilerine referandum döneminde destek veren bir sanatçının bile günü geldiğinde bu denli bir hışma uğraması, Siyasal İslam için her şeyin ve herkesin araç olduğu, siyasi fayda sağlanamadığı anda herkesin çiğnenebileceği gerçeğini bir kez daha ortaya koymuştur. Kamuoyu Sezen Aksu’nun uğradığı haksızlığa tepki gösterirken, iktidar demokrasiye saldırı konusunda vites artırmış ve bu kez TV programında bir atasözünü kullanarak Cumhurbaşkanı’nı eleştiren gazeteci Sedef Kabaş’ı hedef göstermiştir.
Sezen Aksu aleyhine başlatılan kara kampanya nasıl demokrasi açısından kaygı verici ise, Sedef Kabaş aleyhine yürütülen süreç de yargını geldiği nokta açısından ders niteliğinde olmuştur. Halkın gözü önünde olan ve çağırılsa zaten kendi iradesiyle ifade vermeye gideceği bilenen gazeteci Kabaş, AKP’nin 5 yılda bir açıkladığı “yargıda reform paketleri”nin aksine sabaha karşı adeta evi basılarak gözaltına alınmıştır. Hakkındaki soruşturma henüz sürerken Adalet Bakanı başta olmak üzere iktidar aktörlerinin ceza alması yönünde kanaat belirtmesi ise yargının bağımsızlığı üzerine toprak atmıştır. Neredeyse tüm evrensel hukuk ilkelerini çiğneyecek şekilde işletilen sürecin sonunda gazeteci Sedef Kabaş tutuklanmış ve kamuoyunun vicdanında zor kapanacak bir yara daha açılmıştır.
Eğitim-İş olarak altını çiziyoruz:
Dili kopartılmak istenenin sadece Sezen Aksu, hapsedilmek istenenin ise sadece Sedef Kabaş olmadığını biliyoruz! Kamuoyunun gözü önündeki aydınlara, sanatçılara uygulanan bu şiddetin tüm topluma “sus” demek olduğunu görüyoruz. Ancak bilinsin ki korkmuyoruz! Büyük önder Atatürk’ün tüm yurttaşların eşit olacak şekilde kurduğu bu güzide Cumhuriyet’in bazılarının daha eşit, güçlünün daha haklı olduğu bir ülke haline getirilmesine müsaade etmeyeceğiz! Bu ülkeyi muhalifler, gazeteciler, aydınlar, sanatçılar için yarı açık bir hapishaneye çevirmek isteyenlere boyun eğmeyeceğiz! Sanatçı Sezen Aksu’nun hedef gösterilmesini ve gazeteci Sedef Kabaş’ın sadece bir atasözü vesile edilerek tutuklanmasını kınıyoruz. Aydınlarımızın yanında olduğumuzu ilan ediyoruz.” dedi.