Türkiye savaş için çözüm tarafında olmalıdır
Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi 1. Olağan Nilüfer İlçe Kongresi, Genel Başkan Ali Babacan’ın katılımıyla gerçekleşti.
Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan‘ın katılımıyla, 1. Olağan Nilüfer İlçe Kongresi Merinos Atatürk Kongre Kültür Merkezi’nde gerçekleşti. Gerçekleşen kongreye mevcut Başkan Mine Rana Kahramanoğlu önderliğinde tek liste sunuldu. Delegelerin oylarıyla Mine Rana Kahramanoğlu ve ekibi yönetime seçildi.
DEVA Partisi Nilüfer İlçe Başkanı Mine Rana Kahramanoğlu‘nun konuşmasından satır başları;
Siyaset sadece erkeklere bırakılmayacak ciddi bir iştir diyen genel başkanımızın sözleriyle konuşmama başlamak istiyorum. Çıktığım bu yolda bir anne bir hukukçu bir kadın olarak uzun bir yol katettim. Bu yolu daha da uzatmak adına bu göreve talibim.
Mücadelesi olmayanın hikayesi de olmaz diyerek i çıktığımız bu yolda mücadeleye devam ederek hikayemizi yazmaya devam edeceğiz.
DEVA Partisi Bursa İl Başkanı Serkan Özgöz‘ün konuşmasından satır başları;
Bugün Nilüfer Kongremiz için bir aradayız. Artık başka bir Bursa, başka bir Türkiye var. Bugün bütün Bursa Osmangazi’den,Yıldırım’dan Nilüfer’e taşınıyor. Çünkü yollar asfalt, caddeler geniş, evler kombili. Özgür bir Nilüfer var.
Kendi çocuklarımız için istediklerimizi bu memleketin çocukları için de istiyoruz. Borçsuz, iyi ekonomili, hayırlı bir ömür geçirsinler istiyoruz.
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan‘ın konuşmadından satır başları;
Bizi siyasi partilerden ayrıştıran en önemli detay şu; biz eylem planlarımızı ortaya koyarak bir ilk yapıyoruz. Hazırladığımız eylem planlarını yayınlıyoruz. Yapacaklarımızı bu eylem planlarıyla gösteriyoruz. Tarım, eğitim gibi alanlarda hazırladığımız eylem planlarıyla milletimize özel maddelerle onların yükünü hafifleteceğiz. Bu eylem planlarından tarımla alakalı olanı yayınlamıştık. Şimdi de eğitim eylem planını yakında sunacağız. Bu eylem planında üniversiteler ön planda olacak. Daha sonrasında ise 3-18 yaş arasındakiler için bir planımız var.
Sayın Erdoğan muhalefet partilerinin projeleri yok diyor. Sadece yandaş medyaları izlemesin. Proje görmek istiyor ise bizim internet sitelerimize, sosyal medya hesaplarımıza bakmasını istiyorum. Uydurulmuş gerçekler diyarına, Beştepe harikalar diyarına hapsoldu. Rusya kurallara dayalı dünya düzenine karşı olduğunu belli etti. Bizler Ukrayna halkının amasız ve fakatsız yanındayız. Emperyal hayallerle yatıp kalkanlar var. Bizim için aslolan ilkelerdir. Tepki vermek için postal seslerine bakmayız. Karadeniz Avrupa ve dünya sonunu göremediğimiz bir yola giriyor. Hükümet Ukrayna için net bir tavır koyamadı. NATO bir şeyler yapsın diyerek açıklama yapıyor. Hani Putin Türkiye’ye gelecekti? Hani arabulucu sizdiniz? Sen ne yapıyorsun onu söyle? Vatandaşlarımızın Ukrayna’dan tahliyesi için niye savaşın çıkmasını beklediniz? Biz aylar önce uyardık. Montrö çok önemli. Dünya 2 dünya savaşında bataklığa girmediyse bu anlaşmayı tavizsiz uyguladığı içidir. Hükümete söylüyorum sakın yalpa yapmayın. Adını koyalım, önünü göremeyen, yokuş aşağı ilerleyen, emniyet kemerini takmayan bir yönetim var. Benim dış işleri bakanligim dönemde 202 ülke diplomasisine ev sahipliği yaptım. O zamanlar itibarımız vardi. Gönülleri kazanmadan 192 ülkenin 152 oyunu alarak BM Güvenlik Konseyi’ne ilk kez tam dönem %79 oy ile başkanlığa seçildik. Tekrardan seçilmeye çalıştılar, olamadılar. 30 oy aldılar. Gürcistan’a Rusya saldırdığı zaman diplomasi ile müdahale ettik ve şu an Gürcistan gibi bir ülke hala komşumuz. 15 temmuz hain darbe teşebbüsü ile suçladıklarınla yarın sarmaş dolaş olursan kimse seni ciddiye almaz. Şu an son derece kaydı verici bir süreç içindeyiz. Aklınızı başınıza alın. Türkiye savaş için çözüm tarafında olmalıdır. Çatışmanın sona ermesi için çaba göstermelidir. Bunu uluslararası bir birliktelik ile yapmalıdır. Yanlış dış politika tercihlerinin hatası çok oldu. Ülkemiz çok ağır krizlere girdi. Dün Davos’ta ‘one minute’ dediklerini yarın devlet töreni ile karşılayacaklar. O zaman iç kamuoyuna verilmiş bir mesaj ise onu da açıklayın. Bu kadar ‘u dönüşü ‘ olmaz biraz dik durun. Yapamıyorsanız nedenini açıklayın. Dünyanın en büyük 21. ekonomisiyiz. Bu küçülmüş ekonomiyle bile bu sıradayız. Avrupa’nın en kalabalık nüfusuyuz. Bu ülke böyle yönetilmez. Biz geliyoruz inşallah. En kısa zamanda emaneti teslim alıp, maceralara son vereceğiz. Dış iliskilerde kabadayılığa son vereceğiz. Silahlı kuvvetlerimizin caydırıcı gücünü bilerek hareket edeceğiz. Silahlı kuvvetleri kendi şahsi durumları için kullanirsan, ülkemizin uzun vadeli çıkarlarına zarar verir. Özgürlükleri genişleteceğiz. İş yine başa düşecek. 2002 ve 2008 krizinde nasıl iş başa düştüyse yine iş başa düşecek. Elde ettiğiniz tüm kazanımlarda AB sürecinin çok önemli katkısı oldu. Milli gelirlerinin yüzde 3ü kadar hibe alan ülkeler var. Yarınlar bugünlerden daha iyi olacak, siyaseti yapıyoruz. Onlar korku siyaseti yapıyor. Haftanın düşmanı panosu yapılıyor. Boğaziçi üniversitesi öğrencileri, Türk Tabipler Birliği en sonda bir sanatçı. Yarın için bir çözümleri yok. Enflasyon ve faiz sürekli artıyor. Bütün yetkiyi elinde toplayınca herşey güzel olacaktı. Olmadı, yapamıyor. Biz kendi kültür ve kimliğimiz ile AB standartlarına yükselteceğiz. Sağlam bir dış hedef koyamazsak basaramayız. ‘Milli ve yerli’ kelimelerini sıradanlaştırdılar. Türk tipi başkanlık sistemi dediler çünkü birşeye benzemiyor. Korkmadan konuşacağız. Gençler yaşayacak başka bir ülke arıyorlar. Türkiye AB sürecinden sadece istifade eder. Üyelik fasıllarından korkacak birşey yok. Ben 3 sene uğraştım. Bizim o standarlara yükselmemiz gerekiyor. Bir zaman gelecek o standarlara yükseldiğimiz zaman AB kendisi bizi çağıracak. Vizeleri kaldırmaya çok yaklaşmıştık. Ama biz vizeleri kaldırmayı başaracağız. Gümrük birliğini, hizmet ve tarım alanında genişleteceğiz. Sıkı bir çalışma, güvenli bir hükümet bunu başarabilir. Türkiye üretim ve hizmet için çekim merkezi olacak. Geçiş sürecinde üreticilerimizin yanında olacağız. Teşvikler vereceğiz. Şu an en temel tarım ürünlerini ithal ediyoruz. Bizim çiftçimizin sesi külliye ulaşmıyor. Tarım lobisi ulaşıyor. İthal lobisi ulaşıyor. Sadece durum tespiti yapmıyoruz. Ne yapacağımıza çalışıyoruz. 8 ay önce tarım ile başladık. Okuyan inceleyen herkes 56 maddeyi beğendi hiç eleştiri almadık. Eğitim eylem planı geliyor. Yarısı üniversite olmak üzere 100 madde. Doğa hakları ve çevre için plan geliyor. Bursa bunun acısını şuan çok fazla çekiyor. Yerel ve çevre eylem planımız hazır yakında açıklıyoruz.
.Gübre maliyetinin yarısını devlet ödeyecek.
.Tarımda kullanılan elektriği makul seviyeye çekeceğiz .
.İyi tarım ve organik tarıma teşvik getireceğiz.
.Birikmiş borclari 2 yılı ödemesiz, uzun vadeye yayacağız
.Yeni kredi imkanları sunacağız, daha önce bunu yapmıştık.
.Bankanın ismi Ziraat Bankası ise öncelik çiftçi olacak.
.Ekim olmadan önce teşvik açıklanacak, hasat zamanında ödenecek.
.Tarım ile teknolojiyi buluşturacağız. Projelere destek vereceğiz.
Bu ülkede faiz bütçesi tarım bütçesinden şu anda çok daha fazla. Daha doğmamış çocukları borçlandırıyorlar. Özal’ın, “Bir daha sakın uygulamayın” dediği döviz uygulamasını iyi birşey gibi tekrar uyguluyorlar. Tarıma 27 milyar TL ayrılmış, faize 240 milyar TL ayrılmış. Kendisi bilmiyor, bilmeyenlerle de çalışmıyor. Her sene milli gelirimiz düşüyor. Tarım politikası olmayan bir ülkedeyiz. Tarım alanına inşaat devrini kapatacağız. Eğer çocuklarımızın böyle bir ülkede yaşamasını istiyorsak bunları yapmalıyız. Bizler bu modele deva ekonomisi diyoruz. Tarımsal ekonominin yanında sanayimizi de önemsiyoruz. Sanayilerde yaşanan enerji kısıtlamarı her dönemde olan sorunlar. Bu sorunlar için neden hazırlık yapmıyorsunuz? Neden depoları doldurmuyorsunuz?