TÜRKİYE’NİN YEŞİL PLANA İHTİYACI VAR!
Türkiye tarihinin en büyük çevre felaketleriyle boğuşuyor. Güney illerimizde başlayan yangınlar henüz sonlanırken, Batı Karadeniz’de yaşanan sel felaketleri onlarca vatandaşın canına mal oldu. Küresel Isınma’nın yarattığı iklim değişiklikleri, çevresel felaketleri tetikliyor.
Devletler ve devlet üstü kurumlar ardı ardına küresel ısınma ile mücadele için ‘yeşil planlar’ ve karbon emisyon hedefleri açıklarken, Türkiye imzacısı olduğu Paris İklim Anlaşması’nı bir an önce devreye almak zorunda. Karbon ayak izimizi düşürecek alternatif yakıt sistemleri geliştiren BRC’nin Türkiye CEO’su Kadir Örücü, küresel ısınmanın gerçek bir tehdit olduğunu belirterek, “Emisyon değerlerini düşürecek adımları şimdiden atmazsak insanlığı daha büyük felaketler bekliyor. Paris İklim Anlaşması küresel ölçekte uygulamaya konulmalı” diye konuştu.
Türkiye tarihinin en geniş çaplı çevresel felaketleriyle boğuşuyor. Güney illerimizde başlayan yangınlarda 8 vatandaşımız hayatını kaybetti. 160 bin hektar ormanlık alan yandı ve 59 yerleşim yeri boşaltıldı. Orman yangınlarının hemen ardından başlayan Batı Karadeniz’deki sel felaketindeyse, 59 kişi can verirken, kayıp sayısı 34 olarak belirtildi.
Küresel iklim değişikliği değerleri 1,5 derece artış seviyesine yaklaşırken, Türkiye’de hava sıcaklığı değişiminin 2 dereceye ulaştığı belirtiliyor. Yağmur rejiminin değişmesi, bazı bölgelerde yaz aylarında kuraklığın artmasına neden olurken, kuzey illerimizde daha önce görülmemiş miktarda yağışın düşmesine sebep oldu. Bölgesel iklim değişiklikleri çevresel felaketleri tetikledi.
Devletlerin ve devletler üstü organizasyonların küresel ısınmayı dizginlemek için hızla aksiyon aldığını belirten BRC Türkiye CEO’su Kadir Örücü, “Avrupa Birliği’nin duyurduğu karbon emisyon hedefleri, küresel ısınma etkisini arttırdıkça ‘sıfır emisyon’ hedefine dönüştü. İngiltere ve Japonya’nın sıfır emisyon için duyurduğu ‘yeşil planları’ uygulamaya konuldu. Karbon salımı konusunda karnesi zayıf Çin Halk Cumhuriyeti enerji üretiminde yenilenebilir kaynakların kullanımı artıracağını duyurdu. Rusya’da termik santrallerin yerini alacak yeni enerji çözümleri konuşuluyor. Küresel iklim değişikliğinin neden olduğu felaketlerin artması devletleri bu konuda adım atmaya zorladı” diye konuştu.
“PARİS İKLİM ANLAŞMASINI UYGULAMAYA KOYMALI”
“Elimizdeki tüm veriler karbon salımı değerlerini düşürmediğimiz takdirde daha büyük felaketlerin kapıda olduğunu gösteriyor” diyen Kadir Örücü, “Paris İklim Anlaşması gibi küresel ısınma ile global ölçekte çözüm üretmeye iten anlaşmalar daha çok ülke tarafından imzalanmalı ve uygulanmalı. Enerji üretiminde ve ulaşımda insanlığı yeni çözümler geliştirmeye iten bu gibi sözleşmeler iklim değişikliğine karşı harekete geçtiğimizi gösteriyor. Ülkemizin de imzacısı olduğu Paris İklim Anlaşması, bir an önce uygulamaya konulmalı. Türkiye yenilenebilir enerji kaynakları açısından zengin bir coğrafyada bulunuyor. Elimizdeki zenginlikleri değerlendirerek, iklim değişikliğinin getireceği felaketlerden korunabiliriz. Bizler bireyler olarak, yaşadığımız çevreyi korumak adına kendi çözümlerimizi geliştirebiliriz. Bu çözümlerin başında enerji tasarrufu geliyor. Kişi başına harcanan enerji birimi azaltıldığında, enerji üretiminde açığa çıkan karbon miktarı da düşüyor. Araçlarımızda dizel gibi kirletici yakıtlar kullanmak yerine, daha çevreci, emisyon değerleri düşük LPG kullanmak da önemli bir adım. Birleşmiş Milletler verilerine göre dünyadaki karbon salımının yüzde 30’una ulaşımda kullanılan yakıtlar neden oluyor” dedi.
2035 SIFIR EMİSYON HEDEFİ NASIL UYGULANACAK?
Avrupa Birliği’nin ortaya koyduğu 2035 ‘sıfır emisyon’ ve 2030 yılı karbon emisyon değerlerinin yüzde 55 azaltılması hedefleri hakkında konuşan Örücü, “Avrupa Birliği sıfır emisyon için gerekli dönüşümü sağlayabilecek altyapıya ve Ar-Ge geçmişine sahip. Ancak
gelişmemiş ülkelerde giderek artan ulaşım aracı ihtiyacı, sofistike çözümleri geri plana itiyor. Özellikle bu ülkelerde elektrikli araçlar için gerekli altyapı çalışmaları, fiyatları, bakımı ve lityum bataryalar gibi sürdürebilirliği etkileyecek başlıklarda gerekli adımların atılamayacak olması alternatif yakıtları akla getiriyor. LPG, CNG ve hibrit teknolojileri bu konuda ciddi bir alternatif oluşturabilir. Bu ülkelerin ucuz ve temiz araç ihtiyacını LPG’li araçlar karşılayabilir. Neredeyse 100 yıldır var olan LPG teknolojisi hali hazırda tüm dünyada kullanılıyor. Bu nedenle geniş dağıtım ağına ve ucuz dönüşüm maliyetlerine sahip. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Paneli’ne göre LPG’nin küresel ısınma potansiyeli sıfır olarak belirlendi. Ayrıca LPG’nin hava kirliliğine sebep olan katı parçacıklar (PM) salımı kömüre nazaran 25 kez, dizelden 10 kez ve benzinden yüzde 30 daha az” ifadelerini kullandı.
‘BRC OLARAK BİZ DE SIFIR EMİSYONU HEDEFLİYORUZ’
BRC olarak hedeflerinin ‘net sıfır emisyon’ olduğunu vurgulayan BRC Türkiye CEO’su Kadir Örücü, “Geçtiğimiz Ağustos ayında açıkladığımız Çevresel, Sosyal ve Yönetişim (ESG) raporumuzda ‘net sıfır emisyon’ hedefimizi ortaya koyduk. Sürdürülebilir vizyonumuzun merkezinde karbon ayak izini azaltma taahhüdümüz var. Öncelikli olarak kısa vadede çevreci yakıtların özendirilmesini sağlayacak teknolojilerimizi daha da geliştireceğiz. Uzun vadedeyse tüm gücümüzle net sıfır emisyon hedefimiz için çalışıyoruz” dedi.