Uysal: AKP için her meselede olduğu gibi para konuşur
Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, “2016 yılında ‘Geri Kabul Antlaşması’ adı altında AB ile göçmenler üzerinde rüşvet pazarlığı yapan AKP, bugün gündemde olan Afgan göçmenlerle alakalı da elbet aynı noktaya gelecektir. AB’nin ‘yardım’ yapması AKP’ye ‘ensar’ olduğunu hatırlatırken, ‘yardım yapmıyoruz’ demesi bir anda vatan konulu hamasi cümlelerin kurulmasına neden olmaktadır. Dolayısıyla AKP için her meselede olduğu gibi para konuşur” ifadelerini kullandı.
Son günlerde Afganistan’dan gelen göçmen akımından sonra Türkiye’de bulunan göçmenlerin durumu tekrar tartışılmaya başlanırken Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal da bu konuyla ilgili açıklamalarda bulundu.
“NÜFUS ÜZERİNDEN NÜFUZ ELDE ETMEK İSTEYEN ODAKLARIN BİR PROJESİ HALİNİ ALDI”
Yazılı olarak açıklamada bulunan Gültekin Uysal, şunları söyledi:
* 2011 yılında sınırdaşlık temelinde dahil olduğumuz Suriye İç Savaşı’nda, anlamsız bir tahayyül ile savaşa müzahir olan AKP, Türkiye’de demografik ve sosyolojik olarak büyük bir değişimin yaşanmasına sebep olmuştur.
* “Orta Doğu”da liderlik hayali ile çıktıkları yolda potansiyel riskler ve tehditlerde liderliğe eriştirdikleri ülkemiz, bugün yeni ve çok taraflı bir göçün odağı, durağı haline gelmiştir.
* “İnadına” hareket etmeyi izan ile hareket etmeye tercih eden AKP ve Genel Başkanı Erdoğan’ın Suriye’de attığı her adım, ülkemiz adına riskleri büyüten bir dereceye erişmiştir.
* Bugün, Suriye’den münferiden devam eden göç, artık “zorunluluk” halini aşmış, adeta ülkemizi dizayn etmek, nüfus üzerinden “nüfuz” elde etmek isteyen kimi odakların bir projesi halini almıştır.
“AKP İÇİN GÖÇMENLER, SADECE UCUZ İŞ GÜCÜ VE AB KAPISINDA BİR KOZDAN İBARETTİR”
Türkiye’de bulunan göçmenlerin istihdamıyla ilgili de konuşan Uysal, şöyle devam etti:
* “Suriye’den ülkemize yönelik 10 yıldır süren nüfus hareketliliği, ülkemizde bir istihdam hareketliliğine denk gelmektedir.
* Türkiye’de sosyolojik olarak tam anlamı ile “yıkım”a neden olan bu kontrolsüz göç hareketi, AKP’nin bozduğu ekonomi nedeniyle bir kısım işverenin işine gelmektedir.
* Ülkemize yönelik her göç, kimileri tarafından, diğer tüm boyutları bir kenara bırakılarak yalnızca “ucuz” ve “güvenliksiz” iş gücü olarak değerlendirilmektedir.
* Sosyal güvenlik sistemini de tüm sistemler gibi batıran AKP, bu göç meselesini “ümmet” nidaları arkasında bu şekilde ele almaktadır. Bu nedenle kimileri gözünü kapatmakta, kimileri ise “ensar” edebiyatı ile sınırları açmaktadır.
* “Ucuz işgücü” iktidar için daha az sosyal güvenlik harcaması demekken, ekonominin can çekişmesi ile çaresiz bırakılan tüccar için, esnaf için, sanayici için maalesef daha düşük maliyet demektir.
* Muhalefeti,medyayı,yargıyı kontrol edeyim diyen, kontrol hastalığına yakalanan AKP, ne hikmetse, bir tek göçü kontrol etmemekte, her şeyi kaydeden iktidar göçmeni kayıt etmemekte, “ucuz işgücü” olarak görülen sığınmacı ve kaçak göçmenlerin alternatif maliyetini hesap etmemektedir.
* AKP için zorunlu sığınmacılar, göçmenler sadece ve sadece ucuz işgücü ve AB kapısında bir kozdan ibarettir. AKP, Türkiye’yi AB’nin tampon bölgesi haline getirmiştir.”
“AKP İÇİN HER MESELEDE PARA KONUŞUR”
Açıklamasının devamında sınırlardan akın akın Türkiye’ye gelen Afgan göçmenler için AKP’nin nasıl bir yol haritası izleyeceğiyle ilgili görüşlerini paylaşan Gültekin Uysal, şöyle konuştu:
* Ekonomik olarak yolsuzluğu paçalarından akan AKP, göçmenler ile alakalı da aynı durumdadır. 2016 yılında “Geri Kabul Antlaşması” adı altında AB ile göçmenler üzerinde rüşvet pazarlığı yapan AKP, bugün gündemde olan Afgan göçmenlerle alakalı da elbet aynı noktaya gelecektir.
* AB’nin “yardım” yapması AKP’ye “ensar” olduğunu hatırlatırken, “yardım yapmıyoruz” demesi bir anda vatan konulu hamasi cümlelerin kurulmasına neden olmaktadır. Dolayısıyla AKP için her meselede olduğu gibi “para konuşur.”
* Meselenin en temelinde insani tarafları göz önünde bulundurularak dış politikada yapılanların gözden geçirilmesi, inadın ve ülkemizi riske atan hülyaların bir kenara bırakılması, son 10 yılda ülkemizdeki demografik değişikliğin barındırdığı risklerin hesaplanması gerek.