Haberde Bursa

‘Yargı iflas etmiştir’

16.10.2020

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Anayasa Mahkemesi’nin, Enis Berberoğlu’yla ilgili kararını uygulamayan mahkemeye tepki gösterdi. Kılıçdaroğlu, “İflas eden bir yargı sistemiyle karşı karşıyayız. Her şey aklıma gelirdi de yargı sisteminin bu kadar köreleceği hiç aklıma gelmezdi” dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ‘Adım Adım İktidara Projesi’ tanıtımında konuştu. Parti üyeleriyle bir araya gelen Kemal Kılıçdaroğlu, yeni projelerini açıkladı, öte yandan Anayasa Mahkemesi’nin Enis Berberoğlu kararının ardından yerel mahkemenin verdiği kararı eleştiren Kılıçdaroğlu şunları söyledi:

HER ŞEY ÇÜRÜYEBİLİR YARGI ÇÜRÜMEZ

– İflas eden bir yargı sistemiyle karşı karşıyayız. Her şey aklıma gelirdi de yargı sisteminin bu kadar köreleceği hiç aklıma gelmezdi. Yargıçlar en azından hukuk fakültesi mezunlarıdır ve hukuk kitaplarını bilirler, dolayısıyla bu kadar körelmez, bu kadar çürümez diyordum. Her şey çürüyebilir ama yargı çürümez.

– Yargının kendi içinde iç dinamiği, özdenetimi var. Alt mahkeme, üst mahkeme diye… Fakat alt mahkeme “En üst mahkemenin verdiği karar beni bağlamaz, ne demek Anayasa Mahkemesi diyorsa” işte çürüme, adaletsizlik, hukuksuzluk oradan başlıyor. Nasıl bir felaketle karşı karşıya olduğumuzun bilinmesi lazım. 14. İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi, AYM’nin aldığı kararı tanımayarak topluma bir mesaj veriyor. O hakimleri kabahatli görmüyorum ben. O hakimlerin topluma verdikleri mesajı beş madde halinde sayıyorum:

1- Biz hukukun üstünlüğüne ve vicdani kanaatine göre karar veren bir mahkeme değiliz.

2- Böyle olmadığımız için de Anayasa ve yasalar bizi bağlamaz, biz gücümüzü Anayasa’dan değil biz gücümüzü saraydan alıyoruz. Doğru mu? Doğru. Anayasa’nın ilgili maddeleri çok açık; Anayasa Mahkemesi’nin kararları, Yürütme, Yasama, Yargı, İdare herkesi bağlar, diyor. Dolayısıyla “Ne demek Anayasa, ben gücümü nereden alıyorum? Saray’dan. Oranın dediğini yapıyorum” diyor.

3- “Milletvekilinin yeniden dokunulmazlık kazanılması da bizi bağlamaz, biz yasama organının üyesini Anayasa Mahkemesi’nin kararına rağmen yargılayıp mahkum ederiz, ben buna uymam” diyor. Saraydan talimat aldım gereğini yapacağım. TBMM ne derse desin yargılayacağım ve mahkum edeceğim diyor. Örtülü bir şekilde şöyle bir mesajı daha var: “Bizi TBMM başkanı dahi eleştiremez.” Yasama dokunulmazlığı olan bir milletvekilinin yasalara aykırı olarak yargılanmasına itiraz etmesi gereken ilk kişi Meclis Başkanı’dır. Meclis Başkanı’nın sesi çıkıyor mu? Çıkamaz, çıkmaz da zaten talimatı nereden alır tıpkı 14. İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi gibi Saray’dan alır.

ONLAR DA TALİMATI SARAY’DAN ALIYORLAR

4- “Bizim AYM’nin kararlarına uymamamız, Hakimler ve Savcılar Kurulu’nca sorgulanamaz.” HSK’dan bir tepki gördünüz mü? Hayır. Onlar da talimatı Saray’dan alıyorlar. Bazı olaylarda HSK’nın ne kadar hızlı harekete geçtiğini biliyorsunuz, 1 saat içinde toplanıp karar aldıklarını da biliyorsunuz. Anayasa’nın askıya alındığı kararı görmezden gelen HSK var.

5- Topluma verdiği mesaj da şu: Biz hukuk devletinin değil şahsın devletinin hakimleriyiz ve dolayısıyla saraya yaptığımız hizmetler dolayısıyla üst makamlara atanmayı bekliyoruz.

“ŞURASI YANLIŞTIR” DİYEMEDİLER

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “CHP, Türkiye’de değişim ve dönüşümün adresidir” diyerek ‘Adım Adım İktidara’ projesinin detaylarını da açıkladı:

– “Adım Adım İktidara” diyoruz. 6 bin 800 yol arkadaşım 961 mahalleyi gezecek. Türkiye’ye karşı en ağır sorumluluğu üstlenmesi gereken partiyiz. Yeni bir yol haritası belirledik.

– Hangi sorun oldu da CHP düşüncesini ifade etmedi? Daha önce açıkladığımız İkinci Yüzyılda Çağrı Beyannamesi’nin bir diğer özelliği de birlikte yaşama ve birlikte mücadele etmek. Herhangi bir vatandaşın “Bu beyanname yanlıştır” dediğini asla duyamazsınız. Hiç kimse “Burası yanlıştır” diyemez. “Eksiği var” diyebilir ancak burada ön görülen hedeflerin bütün satır başlarını görmek mümkündür.

– Bu beyanname 13 madde halinde Türkiye’yi çağdaş uygarlığa ulaştıracak yol haritasıdır. Diyorlar ya “CHP hiç çözüm üretmez” diye… Havuz medyası bile “Şurası yanlıştır” diyemedi. Diyemez de zaten.

HERKESİN ETNİK KİMLİĞİ KENDİ ŞEREFİDİR

– Geçmişten ders çıkaramazsanız sağlıklı bir gelecek inşa edemezsiniz. Bu çağrı beyannamesi Türkiye’de hiçbir toplumsal sınıfı dışlamayan bir özelliğe sahiptir. İnanç ve etnik kimlik üzerinden siyaset tarihin tozlu sayfalarında kalmalıdır. İktidarda kalmak için insanların inanç ve kimlikleriyle oynarsanız Türkiye’yi aşağı çekerseniz. Herkesin etnik kimliği kendi şerefidir. Allah ile kul arasına girmenin kimseye yetkisi yoktur.

– Toplantılara katılan arkadaşlarım şunları söylemelidir: “CHP, Türkiye’de değişim ve dönüşümün adresidir. Bunu büyük bir özgüvenle söyleyeceksiniz. CHP aynı zamanda siyasal partiler içinde en nitelikli en yetkin kadroları bulunduran partidir.” Sorunları masaya yatırır ve özgürce tartışırız. Benim görmediğim bir hatayı bir arkadaşım görebilir. Bu özellik bize bu çözümleri üretiyor zaten.

SORUNU ÇÖZMEK İÇİN SORUNU BİLMEK GEREKİR

– Sorunları çözmek sıradan bir olay değildir. Sorunu çözmek için önce sorunu bilmek gerekir. Biz, sorunun kaynağına iniyoruz, sorunu yaşayanlarla konuşuyoruz. Onun üzerine oturup çözüm üretiyoruz. Ürettiğimiz çözümü sorunu yaşayanlarla yeniden konuşuyoruz. Sorunun çözümüne onlar onay verdikten sonra kamuoyu ile paylaşıyoruz.

AK PARTİLİLER DE YURT DIŞINDA YAŞAMAK İSTİYOR

– Birinci yüzyılın, ikinci yüzyıla mirası beş temel sorundur; demokrasi, ekonomi, dış politika, eğitim, toplumsal barış… Nüfusumuzun yarıdan fazlası genç. Taşı sıksa suyunu çıkaracak genç ordumuz var. Eğitimli, dünyayı takip eden genç nüfusumuz var. Peki bu gençler ikinci yüzyıla nasıl bakıyorlar?

– Bir araştırmada “İmkanınız olsa yurt dışına yerleşmek ister misiniz?” diye soruluyor. Gençlerin yüzde 62.5’i “Evet imkanım olsa yurt dışında yaşarım” diyor. AKP’lilerin yüzde 47.3’ü “İmkanım olsa yurt dışına giderim” diyor. Önümüzdeki ciddi tehlikeyi görüyor musunuz?

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

>