YENİLENEBİLİR ENERJİ ÇÖZÜMLERİYLE KARBON EMİSYON DEĞERLERİNİ DÜŞÜRMEK MÜMKÜN
TBMM’de kabul edilen Paris İklim Anlaşması bugüne kadar imzalanan en kapsamlı ve bağlacı iklim anlaşması olarak görülüyor. 2030 yılında karbon emisyon değerlerini yarı yarıya, 2050 yılındaysa sıfıra indirgemeyi hedefleyen anlaşma bu amacı gerçekleştirmek için Birleşmiş Milletler enstrümanlarını kullanacak. Yenilenebilir enerji alanında Ar-Ge çalışmaları üreten Üçay Grup İcra Kurulu Üyesi İlgin Eray karbon ayak izimizin önemli bir bölümünü fosil yakıt kaynaklı enerji üretimi oluşturduğunu vurgulayarak, yenilenebilir enerji çözümleriyle karbon salımını durdurabileceğimizi belirtti.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) kabul edilen Paris İklim Anlaşması, bugüne kadar en kapsamlı ve bağlayıcı iklim anlaşması olarak öne çıkıyor. Anlaşma imzacı ülkelerin 2030 yılında karbon emisyon değerlerini yarı yarıya, 2050 yılında ise sıfıra indirmesini hedefliyor. İmzacı ülkelerin hedeflenen karbon salımı değerlerini yakalaması için Birleşmiş Milletler kaynaklarını kullanmasını amaçlayan Paris İklim Anlaşması, Küresel Isınma’nın kritik olarak görülen 1,5 derecede durdurulması ve iklim değişikliğinin önüne geçmek için insanlığın attığı ortak adım olarak görülüyor.
2030 ve 2050 hedeflerine dikkat çeken Üçay Grup İcra Kurulu Üyesi İlgin Eray bu hedefleri yakalayabilmemiz için fosil yakıt kaynaklı enerji tüketimini azaltmamız gerektiğini vurguladı. İlgin Eray, “Karbon emisyonunu artıran en önemli etken fosil yakıt kaynaklı elektrik enerjisi üretimidir. Enerjide çözüm yaratamadığımız sürece karbon hedeflerini yakalamak imkânsız görünüyor” diye konuştu.
“KYOTO PROTOKOLÜ İLE SINIRLAMA GETİRİLDİ”
“Elektrik üretimi amacıyla ortaya çıkan karbon salımı, Küresel Isınma’nın birincil kaynağıdır” diyen İlgin Eray, “Sera gazı oluşumu nedeniyle ortaya çıkan iklim değişikliği problemi dünya kamuoyunda önemli gündem maddesi olarak uzun zamandır yerini koruyor. Kyoto Protokolü ile sınırlama getirilen 6 sera gazının tamamı fosil yakıt kaynaklı elektrik enerji üretimden dolayı atmosfere salınıyor” ifadelerini kullandı.
“ELEKTRİK ENERJİSİNİ İKLİMLENDİRMEDE KULLANIYORUZ”
Türkiye’de ve dünyada üretilen elektrik enerjisinin önemli bir bölümünü iklimlendirmede kullanıldığını söyleyen İlgin Eray, “Türkiye’de ve dünyada üretilen elektrik enerjisinin yüzde 35 ila yüzde 40’ı iklimlendirmede kullanılıyor ve bu oran giderek artıyor. Oysa yenilenebilir enerjiyle hem şehirlerimize elektrik sağlayabiliriz hem de evsel kullanımına yön verecek projelerle iklimlendirmeyi yenilenebilir enerji çözümleriyle gerçekleştirebiliriz” dedi.
“BERLİN’DE YENİLENEBİLİR ENERJİ ZORUNLU TUTULDU”
Berlin’de 2023 yılında yapılacak yeni binalar için güneş enerjisi panellerinin (GES) zorunlu tutulduğunu vurgulayan İlgin Eray, “Türkiye ile karşılaştırıldığında güneş enerjisi potansiyeli bir hayli düşük olan Almanya’da yenilenebilir enerjinin evsel kullanımı teşvik ediliyor, gelecekte yapılacak yapılar için zorunlu tutuluyor. Ülkemiz yıllık 2 bin 737 saat, günlük 7,5 saat verimli güneş alıyor. Bu rakam hem sürdürülebilir enerji üretimi için hem de evsel kullanım için hayli yüksek bir rakam” şeklinde konuştu.
“ÇATILARDA ENERJİ VAR!”
“Evlerin, binaların, fabrikaların çatılarında enerji var” ifadelerini kullanan Eray, “Türkiye’de 80 milyon metre kare çatı alanı olduğu tahmin ediliyor. Bu kadar alanda günümüz teknolojisindeki güneş enerjisi panellerini kullanıldığında Keban ve Atatürk Barajı’nın ürettiği kadar enerji üretmemiz mümkün. Bu enerjiyi ilk aşamada iklimlendirme çözümlerinde, ileriki aşamalarda elektrik ihtiyacının karşılanmasında kullanmak mümkün” dedi.
“ZERO HOUSE KONSEPTİMİZLE GÜNEŞ ENERJİSİNİ EVLERDE KULLANIYORUZ”
Üçay Grup olarak öne sürdükleri yenilebilir enerji çözümü ‘Zero House’ konseptinden bahseden İlgin Eray, “Bugüne kadar ortaya konulmuş en verimli yenilenebilir enerji çözümünü ‘zero house’ konseptimizle sunuyoruz. Evin çatısına kurulan güneş enerjisi panelleri (GES) ısı pompası ya da birden fazla iklimlendirme cihazının kombine edildiği multi sistemler, vrf sistemlere enerji sağlıyor. Evlerden, ofislere ve büyük yapılara kadar yenilenebilir enerji çözümlerimiz mevcut. GES’lerin ürettiği fazla enerji evlerde elektrikli araçlar için şarj istasyonu ya da ihtiyaç duyulan herhangi bir alanda kullanılabiliyor” ifadeleriyle sözlerini sonlandırdı.