YÜZÜ HİÇ GÜLMEDİ
İmtiyaz sahibimiz Erdal Orhan’dan harika bir yazı!
Oysa herkes onu kıskanırdı, medeniyetlere başkentlik yapmış, üzerinde devletler kurulmuş, bir bakanım doyamayıp tekrar baktığı güzel bir kadın gibiydi. Soğuk sularını içmek için insanlar çöllerden gelirdi ya yeşili gelinlik bile o kadar güzel durmazdı. Önce yeşilini yağmaladılar sonra da suyunu. Güzel bir kadının, hayırsız kocalara düşmesi gibiydi kaderi.
Hiçbir koca (başkan) hayırlı çıkmadı her biri onun güzelliğinden bir şeyler yok ederek gitti.
Sonuncusu nasıl derseniz keşke hiç olmasaydı, bunun aklı hepsinden daha evvel…
Güzelliği yok edilmiş kadim şehrin kültürü, sanatı, eğitimi, sporu vs nasıl derseniz ? bugünün yüksek eğitimine bakalım.
İlk kurulanı büyük ve eski olanı o kadar büyümüş ki obez olmuş yaşlı teyze gibi. Ne kendine ne de etrafa bir faydası var sadece uzaktan gülümsüyor….
Doğuda olanı yani genç olanı ise şehir gibi keşke hiç olmasaydı hiç kurulmasaydı… Koca diyeceğin adam ise karakter yoksunu her gördüğüne yalakalık yapan, gerinip duran ve yalanı gerçek olmuş bir birisi. Yardımcısı at suratlı, insanlara kötülük yapmaktan başka bir meziyeti olmayan, uçkuru gevşek, sözde dindar ve tarikatçı. Dekanı diyeceğin aşk acısı çeken, çirkinlik ve handikaplarının kompleksinden çıkamamış, akademisyenliği açık ilkokul mezunu seviyesinde bir ezik. Genel sekreteri, dindar görünümlü güzel karılar peşinde her türlü yolsuzluğu yapan bir meczup…
Eeee bunlara teslim edilen bir akademi ne olur derseniz, ben söyleyeyim bir halt olmaz…
Ganimet olarak gördükleri üniversiteyi ve devlet malını kırk haramiler gibi yağmalayarak gidiyorlar.
Arkalarında pisliklerini bırakarak…
Güzel şehrin yüzü eğitimde de gülmedi. Hayır umduğu, güzellik beklediği herkesten sadece kötülük ve tecavüz gördü.
Yüzü hiç mi hiç gülmedi ? Tabi ki merak ediyorsunuz hangi şehir burası diye… Merak etmeyin hemen söylüyorum… Manchester… Çünkü oranın eşekleri meşhur